40.Yavru Kurt & Güzel Gözlü Çocuk

26K 1.3K 703
                                    

İyi okumalar dilerim.

⛓️⛓️

Beyza'dan...

Her insanın ilk eğitimi evinde başlar. Ve bu eğitim tüm hayatımızı etkiler. Bazı çocuklar çok şanslıdır. Sevgiyle büyütülmüşlerdir. Poyraz o çocuklardan değildi...

Ela gözlerini, gökyüzünden süzülen kar tanelerine dikmişti, Poyraz. Gülümseyerek izliyordu. Dışarı çıkıp oynamak istiyordu ama annesi, Şule'nin, kendisine kızacağını düşünüyordu. Annesini üzmemek için pencereden izlemek bile ona yetiyordu.

Dışarıda eğlenen çocukları görmüştü. Yüzündeki gülümseme yerini acı bir gülümsemeye bırakmıştı. O da istiyordu, kar topu oynamayı, kardan adam yapmayı, karın üzerinde uzanıp eğlenmeyi. Ama annesinden çok çekiniyordu. Birkaç gün önce yanlışlıkla üzerine su döktüğü için annesi çok kızmıştı. Dışarı çıkarsa daha çok ıslancaktı ve annesi o günden katbekat fazla kızacaktı.

Aileleriyle oynayan çocukları bir süre izleyince şansını denemek istedi. Annesinin de kendisiyle beraber dışarı çıkabileceğini düşündü. Kendi odasından çıkıp anne ve babasının odasına doğru ilerledi. Şule'nin bavulunun içine kıyafetlerini doldurduğunu görünce kapıyı tıklatıp odaya girdi.

"Bir yere mi gidiyoruz, anne?" dedi Poyraz. Şule, oğlunun söylediklerini duymazlıktan gelerek bavullarını doldurmaya devam etti. Poyraz alışmıştı annesinin bu tavırlarına. Her defasında kırılan kalbi bir kez daha kırılmıştı. Babası asker olduğundan sık sık görevlere giderdi. Annesinin de babasını özlediğini düşünür, bu davranışlarını görmezden gelirdi. "Ben de kıyafetlerimi toplayayım hemen." Poyraz kurduğu cümleden sonra arkasını dönecekken annesinin sert sesi onu durdurmuştu.

"Sen gelmiyorsun!"

Poyraz'ın kaşları havalandı. Annesinin ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu. "Neden?" diye sordu. "Babam da yok. Evde yalnız kalırsam korkarım." diye devam etti. Şule kaşlarını çattı. Poyraz'ın kolundan tutup odasına kadar sürükledi. Kapıyı kapatıp kilitlemişti.

"Anne! Neden böyle yapıyorsun?" Poyraz'ın gözleri dolmuştu. "Bıktım senden. Ben artık senin annen olmak istemiyorum. Hayatımı, eve gelmeyen baban ve seninle çürütmek istemiyorum." dedi Şule, bağırarak. Poyraz, annesinin onu terk edeceğini anlamıştı. Kapıyı yumruklamaya başladı.

"Anne! Lütfen beni bırakma. Yaramazlık yapmadım. Yemeğimi de kendim yiyorum. Kitaplarımı da okuyorum. Seni üzecek hiç bir şey yapmıyorum. Gitme!" Poyraz'ın haykırışları Şule'nin umrunda olmamıştı.

"Niye beni sevmiyorsun?" dedi Poyraz, zorlukla. Altı yaşındaydı ama çocuk olmasına izin verilmemişti. Çocuklar sevgiye muhtaçtır. Poyraz için sevgi kelimesinin karşılığı yoktu. Çünkü anlamını bilmiyordu.

"Ben seni hiç istemedim. Baban yüzünden doğdun. Keşke doğmasaydın. Senden nefret ediyorum." dedi Şule, kapıdan çıkmadan önce.

Poyraz duydukları karşısında ne diyeceğini bilememişti. Kalbi her defasında kırılıyordu fakat şimdi paramparça olmuştu. Evin kapısının sert bir şekilde kapanmasıyla Poyraz irkilmişti. Yatağının ayak ucuna gidip oturmuştu. Bacaklarını kendine doğru çekip alnını dizlerine dayadı. Boğazına bir şey takılmış gibiydi. Nefes almakta zorlanıyordu. Gözlerinden yaşlar akmasına rağmen ağlamıyordu. Her zaman olduğu gibi yine içine atmaya karar vermişti.

Çocuklar yalnız kalmayı sevmezdi. Poyraz yalnız kalmak zorunda bırakılmıştı.

Çocuklar en çok annesine ihtiyaç duyardı. Poyraz'ın annesi, onu terk etmişti.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin