21.Bölüm:'Vatan Uğruna'

28.8K 1.5K 558
                                    

İyi okumalar dilerim

Özür dileyerek başlamak istiyorum. Kusura bakmayın. Bir haftadır hastayım. Hâlâ geçmedi. Hakkınızı helâl edin beklettim sizi.

21.Bölüm: Vatan Uğruna

Ölümsüzlüğe ölmenin adıdır; Şehadet."

🔫🔫

"Neden ben ortanızda oturuyorum?" dedim, bıkkın bir ifade ile. "Babanızın emri böyle, Asena hanım." dedi, sağ tarafımda oturan koruma. Göz devirdim.

Kardeşimi şehit eden itin, kellesini aldığımdan etrafımda sürekli korumalar vardı. Operasyondan döndüğümden beri çevremde dolaşıyorlardı. Öldürdüğüm it, zemini oluşturuyordu. Ve ben en önemli parçayı alarak, büyük bir yıkıma uğratmıştım. Ve bir süre başımı ağrıtacaklardı.

Babam beni en alıcı noktam, yani işim ile cezalandırarak patlamama sebep olmuştu fakat ben pişman değildim.

Zamanı geriye alsalar. Ceza alacağımı bilsem dâhi, bir daha yapardım.

"Sıkıldım ben. Gökyüzünü izlemek istiyorum." dedim. "Başınızı uzatıp izleyebilirsiniz." dedi. "Abartmıyor musunuz? Uçaktayız. Yanımıza başka bir uçak yaklaşıp, beni öldürmezler ya." dedim. "Babanızın emri." dedi. Kulaklığımı takıp son ses müzik açtım. Kriz geçirmek istemiyorum çünkü.

Gözlerimi kapatıp, başımı geriye doğru yasladım. Sağ kulağımdaki kulaklık çıktı. Kaşlarımı çatıp, gözlerimi açtım. "Sağlığınız açısından yüksek sesli müzik dinlememeniz gerekiyor." dedi. Hasbinallah! Sol kulağımdan da kulaklığımın diğer tekini çıkarıp eline verdim. "Dinlemeyeceğim." dedim. "Siz bilirsiniz Asena hanım." dedi. Ters ters bakıp önüme döndüm.

Etrafıma bakarken, esmer, orta yaşlarda bir adamla göz göze geldim. Kaşlarımı çattım çünkü bu ilk değil, üçüncüydü. Panik olup önüne döndü. Elim belime gitti ama anında suratım buruştu. Silahım yanımda yoktu. Sırf bunun için günlerce ağlayabilirim.

"Bir sorun mu var, Asena Hanım?" dedi korumacığım. "Sağ taraf ikinci sıra," dedim, fısıldayarak. "Şüpheli hareketleri var." diye devam ettim. "Biz halledeceğiz. Siz korkmayın." dedi. Kahkaha attım. Tüm gözler bana dönmüştü. "Pardon." dedim. Sesimi düzeltip, kemerimi çözdüm.

Vücudumla beraber sağ tarafıma döndüm. "Hatırlatmama gerek var mı? Bilmiyorum ama ben askerim. Ben Umay YÜCESOY ARAL'ın kızıyım. " dedim. Sustu. Niye cevap vermedi ki? Poyraz olsaydı eğer, bana laf atardı. Böyle eğlenceli olmuyor.

Arkama yaslanıp kollarımı bağladım. Ne zaman olduğunu bilmediğim bir an da, korumalar birbirleriyle anlaşmıştı. Üçüncü koruma şu an ayağa kalkmış şüpheli şahısın yanına doğru ilerliyordu.

"Siz ne zaman bakışıp, anlaştınız?" dedim. "O da bizim özelliğimiz olsun Asena Hanım." dedi. İşte görmek istediğim hareketler. Gülümsedim. Bana laf atmış sayılırdı fakat ben gülümsüyordum. Normal değilim. "Bu arada, kemerinizi siz mi takarsınız? Ben mi takayım?" diye devam etti. Göz devirdim. Kafayı yedirtecekler. Az kaldı. Çok az...

Şüpheli şahısa bakacağım sırada, sevgili korumacığım üzerime kapaklandı ve silah sesi duyuldu. Ardından çığlık sesleri. Titremeye başlamıştım.

"Asena Hanım?" dedi, hâlâ beni kollarıyla saran koruma. "Benim adım Demir. Bir şey olmadı. Sakin ol. Ben buradayım." dedi.

Kendine gel Asena. Sen askersin. Sen asker kızısın. Kendine gel!

"Kimseye bir şey olmadı." dedi Demir. Galiba duymak istediğim cevap bu olmalıydı. Sıkı sıkı yumduğum, gözlerimi açtım. Demir'e baktım. "Herkes... iyi mi?" dedim. "İyi. Koltuğa isabet etti. Nefes al hadi. Kasma kendini." dedi Demir. Akmakta olan gözyaşlarımı silip süpheliye baktım.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin