27.Bölüm:'Sevdiğim Adam'

34.9K 1.3K 911
                                    

İyi okumalar dilerim.

Multimedya da karakterler var. Yorumlarınızı buraya alabilirim.

Yorumlarda buluşalım. Beğenmeyi ve beni takip etmeyi unutmayın.

27.Bölüm: Sevdiğim Adam

🔫🔫

Bazı anlar vardır; yıllar geçse bile unutamadığımız. Geriye dönüp baktığımızda gülümseyeceğimiz. Şu an öyle bir an'daydım.

Poyraz'ın sessizliğini dinliyordum. Poyraz'ın ritmik atan kalp sesini dinliyordum. İçimi huzur kaplamıştı. Tarif edilemez bir duyguydu. 

"Neyi düşünüyorsun?" diye sordu Poyraz. Seni. "Pandalar çok tatlı hayvanlar." dedim. IQ'unu seveyim senin, Asena. Poyraz'ın inip kalkan göğüsünden güldüğünü anlayabilmiştim. Çünkü ses belirtisi yoktu. "Babam bizi bu şekil görürse fena benzetir." Başımı Poyraz'ın göğüsünden kaldırıp yüzüne baktım. Gülen yüzü solmuştu. "Alışır bir zaman sonra." dedi. Bu söylediğine kendisi bile inanmamıştı.

"Şu an babam burada olsaydı eğer, bizi eşeğe bağlar mayınlı bölgeye yollardı." dedim. "Eşek?" dedi. Kaşları havalanmıştı. "Evet. Veya trafoya bağlar elektrik ile yakın bir ilişki kurmamızı sağlardı." dedim. "Trafo?" dedi, yine sorar gibi. "Evet, Poyraz. Ya da rutubet kokan bir depoda, çin işkencesi bile yapabilir." dedim. "Çin işkencesi?" dedi. "Yok ebenin- Tövbe tövbe. Türkçe konuşuyorum. Neyi anlamıyorsun?"

Kahkaha attı. "İllaki küfür mü etmem gerekiyor kendine gelebilmen için?" dedim. "Korkma. Bir şey olmayacak." dedi.

Korkuyorum. Seni kaybetmekten çok korkuyorum.

Sırtımı banka yaslayıp, karşıma baktım. "Bu zamana kadar neyden korktuysam başıma geldi. Çocukken babam bana yeni bisiklet almıştı. Açıkçası görünce çok heyecanlanmamıştım. Çünkü ya düşersem diye korkardım. Ve her bindiğimde düşerdim. Babam bana benim canım çok kıymetli derdi. Çünkü benim canım sensin derdi. Her bisikletten düştüğümde babamın canı daha çok yanardı. Ben de babamın canı yanmasın diye bisiklete binmedim o günden sonra.

Bordo bereli olamamaktan çok korktum. Olamadım. İlyas'ın dilini yuttuğu gün, İsa çok ağlamıştı. Bana da dokundu. Arkadaşlarıma bir şey olacak diye çok korktum. Burak'ı kaybettim. Artık korkmaktan bile korkuyorum."

"Bana bak." dedi, yumuşacık sesiyle. Şefkat doluydu. Gözlerimi, ela gözlerine çevirdim. Biraz daha yanıma yaklaştı. Yüzüme örten saç tutamlarımı arakaya doğru itekledi. "İlk tanıştığımzda sen oyuncağını bana göstermek isterken düşmüştün. Benim sana ne söylediğimi hatırlıyor musun?" dedi. Hatırlamak için kendimi zorlarken, Poyraz devam etmişti. "Yanındayım." Elini yanağıma koyup usul usul okşadı. "Korkma. Düşmekten de korkma. Ben senin yanında olacağım. Ne olursa olsun. Korkmana da izin vermeyeceğim. Düştüğünde yine seni ben kaldıracağım. Bana güven. Kendine güven."

Ya düşmeme sebep olan kişi sen isen.

Başımdan tutup göğüsüne yasladı. Kollarıyla bedenimi sardı. Gülümsedim. Dudakları saçlarım arasında geziyordu. Gözlerimi kapatıp anın tadını çıkartmak isterken telefonum çaldı. İstemeye istemeye Poyraz'ın kolları arasından çıkıp doğruldum. Çantamın içinden telefonumu çıkardım.

"Kim arıyor?" dedi Poyraz. "Romantik anlarımın katili; Batu. Birde görüntülü arıyor." deyip, aramayı yanıtladım.

"Çok mu özledin, Batu?" dedim.

"Asena!" dedi. Yaprak Dökümü dizisindeki Hayriye gibi başını bağlamıştı. "Saat kaç oldu? Sen hâlâ elin adamıyla dışarlarda mı geziyorsun?" diye devam etti.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin