Özel Bölüm (1)

11.2K 542 146
                                    

İyi okumalar dilerim.

Merhabalar. Nasılsınız? Özlediniz mi bizi?

Size Asena ve Burak ile geldim. Asena'nın yirmili yaşlarının henüz başı. Kitapta Burak için pek sahne yazamadım ama hepimiz için değerli bir karakter olduğundan bu özel bölümü ona armağan etmek istiyorum.

(Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım.)

•••

"Bir şey söyleyeceğim." Nefes nefeseydim ve bağırarak konuşmak hiç kolay olmuyordu. "BİZ NEDEN HEP KAÇIYORUZ?" Sesim sokak ortasında yankılanmıştı. "Oha, sesim ne güzel çıktı?" Hafifçe öksürüp boğazımı temizledim. Şarkı söylemek için araladığım dudaklarımı Burak'ın bana olan bakışlarıyla geri kapatmıştım.

"Farkındaysan izimizi kaybettirmeye çalışıyoruz." Sanki elimi yeterince sıkıca tutmuyormuş gibi daha çok sıkmıştı. "Ayaklarım benimle değil artık. Sen bizi bırak devam et diyorlar. Son nefesini vermek üzereler." Topuklu ayakkabılar başa belaydı.

"Kim sana dedi; topuklu giy diye?" Sen? "Sen demedin mi, süslen diye? Ben de süslendim." Değseydi içim yanmazdı.

Bir Saat Önce

Telefonumun ön kamerasına bakarak rujumu tazeliyordum. Burak'ın eski sevgilisini kıskandırmak için buluşmuştuk. "Ne kadar güzelim?" Güzel olduğumun farkındaydım. Derecesini merak etmiştim. "Çok güzelsin kıvırcığım." Gülümseyerek yanağından öptüm. Ruj izi bulaşmıştı. Çaktırmadım.

Eski sevgilisine karşı bir şeyler hissetmiyordu. Bunu gerçekten görebiliyordum. Bana anlattığına göre ayrıldıktan hemen sonra biriyle konuşmuş. Açıkçası kötü bir durumdu.

Burak'ın koluna girdim ve beraber ilerlemeye başladık. Yağmur denen kız yanında üç adamla kafeden çıkmıştı. "Bir de üç kişi mi?" Burak'a göz devirdim. "Belki arkadaşı veya abisidir." Omuz silkti. "Biz sevgiliyken bir ortamda oturduğumuzda diğeriyle daha çok sevgili gibiydi." Dudaklarımı büzüp başımı omuzuna koydum. "Eminim ki güzel biriyle tanışacaksın. Yüzünün güzelliğinden çok kalbinin güzel olduğu biriyle." Başımın üzerinden öptü. Şu an diğerlerini unutmuş olabiliriz.

"Burak?" Yağmur'un sesiyle onlara döndük. Kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Onun aksine genişçe gülümsedim. "Aa naber Yağmur?" Aynen Burak, şu an çok inandık şaşırdığına. "Yanındaki kim?" Terbiyesiz. İnsan bir hâl hatır sorar. Burak kolunu omuzuma attı. "Hayatımın anlamı." Bunu bana hep söylerdi. Yeni tanışmış olsakta birbirimizi çok benimsemiş ve kardeş gibi olmuştuk.

"Beni hemen unuttun mu?" Yanındaki adamlar çok sakindi. Alparslan ve Yavuz'un yanında eski sevgilimle konuşsam adamı yerden yere vururlardı. Neyseki eski sevgilim yoktu.

"Bu kim?" Susarak pasif olmak istemiyordum. "Önemli biri değil." Dudağımın kenarı kıvrıldı. "Ne diyorsun sen be?" Yüzümü buruşturdum. İstanbul hanımefendiliğimi bozamam. "Gidelim sevgilim." Burak'ın elini tutmuştum.

Yağmur yanındaki adamlara döndü. "Beni hamile bırakan kişi bu." E yuh! Burak'a güvendiğim için yüzüne bakmamıştım. Reddetmesine gerek yoktu. Kızın yalan söylediği apaçık belliydi.

Adamlar bir boğa misali bize bakıyordu. Acaba üzerimde kırmızı kıyafetler olduğu için mi? Umarım ondandır. En kızgın boğa, yani adam elini arkasına atınca Burak elimi sıkıca tutup ara sokağa girmişti.

Bir saat boyunca koşmuştuk. Adamlardaki de inat. Hâlâ peşimizdeydiler. Burak'ın kolunu tutup önümüzdeki apartmanın içine girdik. Kapıyı kapatmıştım.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin