merhabalar umarım hikayemi beğenirsiniz. İyi okumalar.
İnsanın hayatını şekillendiren en büyük etmen kader miydi yoksa seçimlerimiz miydi?
Kader ne kadar ittirse de ayağa kalkmak için elimden geleni yapıyordum ve yapacaktım.
Elimde ne varsa kullanacaktım. Kaderime boyun eğen olamayacaktım kader bana boyun eğecekti.
Bugün 11 Temmuz.
Benim için en önemli günlerden biriydi. Doğum günümdü. 21 yaşıma girmiştim tam tamına.
En hüzünlü olay ise yanımda kimse olmayışı.
Annem, babam yada bir arkadaş. Kimse yoktu bugün yanımda. Sadece bendim. Bir yola çıkmıştım. Bu yol ne kadar zor olsa da yapacaktım. Buna hazır olmaya çalışıyordum.
Gözümden akan gözyaşını elimin tersiyle sildim. 'Şu an yeri değil lavin' demekle yetiniyordum. Etrafıma kısa bir bakış attım.
Herkes çok mutlu ya da yalandan da olsa mutluymuş gibi davranıyorlardı.
Hangisi doğruydu ki...
Mutlu değilken bile mutlu gözükmek
Ya da mutlu değilken mutsuz olmak mı?Ayaklarımın ağrısı beni çok yormuştu. Bar alanında sandalyede oturuyordum. Müşteriler sabaha göre azalmıştı. Bir kaç kişi vardı. Yeni tanıştığım esil ise bardakları silmekle meşguldü. Galiba buradaki en kolay iş ondaydı. Sadece yıkanan bardakları al ve sil.
Kıskanıyordum onu!
Ona baktığımı fark etmiş olmalı ki bana baktı.
'Sen acayip yorulmuşsun neyse 1 haftaya kadar alışırsın.'dedi gülümseyerek.
'Buradaki en kolay iş senin konuşması kolay tabi!.' Diyerek gülümsedim. O ise kahkaha atmıştı. Elimle sus işareti yapıyordum. Etrafıma bakımdım müdürüm veya herhangi bir çalışan göremeyince rahatlamıştım.
'Kızım ne gülüyorsun. Valla yakalanacağım. Hazır kimse yok biraz işten kaytarayım ya' Dedim. Eliyle ağzını kapatarak gülmeye başladı.
Çünkü ben çoğu personel çıktı diye barda oturuyordum. Yorulmuştum yahu.
Bar köşesi giriş kapısının 10 adım sonrasıydı. Müşterilerin oturduğu yerin kenarında, mutfak bölümüyle beraber ise ortada kalıyordu. Gelen giden biri olsa rahatlıkla bizi görebilirdi.
Ama ben esilin arkasına saklanmış kimse görmeden oturuyordum.
'Lavin yalnız müdürümüz ve patronumuz 7/24 bizi izliyor.' Deyip yukarıda köşede duran güvenlik kamerasını işaret etti.
Kameraya bakıp başımı ileri geri sallayarak gülümsedim.
Bir dakika
'Esil müdürümüz ve patronumuz dedin. Patron nerede ben hiç göremedim.' Dedim.
'Patron uğramaz buralara. Ben iki yıldır çalışıyorum ve dört defa gördüm. Buraya hep müdür bakar.' Deyince iyice meraklanmıştım.
Meraklı bakışlarımı görünce daha da gülmeye başladı.
Ah lavin....
'Sahiden çok meraklısın. Bir gün gelir görürsün illa.' Dedi.
İnanılmaz açıklayıcı bir cümle.
Kol saatimden saate baktım. Saat 21.00' geldiğini gördüm. Sağ taraftan giden çifti görünce ayağa kalktım. Kapıdan çıktıklarını görünce rahat bir nefes alacakken müdürümü görünce tuttuğun nefesim daha da tıkanmış hale gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ
أدب نسائيKırılgan bir köprüde eve doğru gidiyorum. Ona ulaşmazdım,sesim ve cümlelerim ona ulaşamazdı. Anlamazdık birbirimizi.... Ne ben onu ne de o beni anlardı. Belki de seviyorduk birbirimizi ama farklı bakıyorduk hayata... Onu çok seviyordum. Her bir zerr...