23.bölüm

54 10 3
                                    

merhaba yeni bölüme hoş geldiniz.

Size bir sorum var
Savaş ve lavin sahneleri daha çok olmalı mı? Bu kararı size bırakıyorum.öneriye açığım.


Bir insanın hayalleri ve hayatındaki olayların aynı olmaması için o insanın çok çabalamasıdır.

Kader ne kadar ısrar etse de o ısrarı elimizin tersiyle de itsek, yine de kader Zafer kazanıyordu.

Ben ise savaşı elimin tersiyle de itsem kader yine de bizi birbirine çekiyordu.

Evet terketmiştim. Kendime göre nedenlerim vardı. Mutlu olduğum taraf ise onun değişmesiydi. Beraber de olsak özgürlüğüm için savaşacaktım.

Dikiz aynasındaki siyah arabalara odaklandım. 4 araba konvoy şeklinde evimize doğru ilerliyorduk.

Kafamı diğer yanıma çevirince yan profilinden savaşa odaklandım. Ne kadar yola da odaklansa vitesteki elimi tutuyordu.

Bırakmıyordum. O da bırakamazdı.

Yorgun hissediyordum lakin bu yorgunluk ruhsal bir yorgunluktu.
Hayatla savaşan bir yorgunluktu.

Bu sefer ben savaşa bıraktım kendimi. Biliyordu bana herhangi bir zarar verirse kaçacağımı.

Rahat koltukta uykumun daha da geldiğini hissetsem de direniyordum. Kapanan gözlerime inat daha da açsam da kaç günün yorgunluğunu atamamıştım üstümden.

'Hayatım uykun var biraz uyu istersen.' Diyen savaşa bakındım. Bu kadar beni izlemesine rağmen yola o kadar odaklanmıştı ki sanki diyen o değilmiş gibiydi.

Beni kandırıyor muydu bilemiyordum. Eski savaş değildi bunu biliyordum. Ya beni kandırıyordu ya da değişmişti.

Ah Lavin kendini yormaktan başka bir şey yapmıyorsun. Akışına bırak!.

İç sesime ne kadar hak versem de düşünmeden de edemiyordum.

'Yorgun hissediyorum savaş.o yüzden böyleyim.' dedim.
Kafa sallayıp önüne döndü.

Biraz uyumanın bir şey olacağını düşünmüyordum. Yaz bitmesine az bir vakit kalmış sonbahara geçiş yapıyorduk. Havalar az da olsa soğumaya başlamış kilimadan az da olsa sıcak hava esmeye başlamıştı.

Bu da beni daha da gevşetip uykumu getiriyordu. Az da olsa yatacaktım. Hemen kalkacaktım emindim. Azıcık hem de az...

Gözlerimi kırpıştırıp baş ağrısıyla uyanmıştım. Fazla uyumaktan mı böyleydim bilmesem de yataktan çıkacak halim bile kalmamıştı.

Yan tarafa doğru bakınca savaşı göremeyince merak etmiştim. Ruhuma yük gelen bedenimi yataktan ayırınca komidinin üstündeki saate bakmıştım.

14.06 gösteren dijital saate bakındım. Bu kadar yatmam sonucu baş ağrım olduğuna kanaat getirmiştim.

Muhtemelen savaş işe gitmişti. Bedenimi yataktan ayırınca lavaboya doğru sarsak adımlarla ilerledim. Eski odamda eski evimdeydim.
Ben gittikten sonra hiç bir eşya değişmemiş ve odaya girilmemiş gibi duruyordu.

Aynadaki yansımama baktım. Solgun şişik suratıma gülümsedim. Buydum ben işte...

Yüzümü bir kaç kere su çarpıp kendime gelmeye umut ettim. Aynadaki su damlacıkları akan yüzüme bir nebze de olsa renk gelmişti.

Banyodan çıkarak kapıya doğru yöneldim. Kilitli olduğunu düşündüğüm kapı kilitli olmaması şaşırtsa da mutlu da olmuştum.

Kapıdan çıkarak merdivenlerden indim. Etrafa bakındığımda 40'lı yaşlarında iki kadın etrafı temizliyordu.

ZİFİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin