Merhaba! İyi okumalar. Hepiniz seviliyorsunuz.
Güneş'in doğmasına az bir vakit kalmıştı. Saat galiba 6 sularıydı tam bilmiyordum. Balkona çıkmış etrafı izlemekle yetiniyordum. Hayat çok kısa olduğu gibi çok acımasızdı. Hayatımda ki tek gaye kendi ayaklarımın üstünde durmak ve mutlu olmaktan başka bir şey değildi.
Düşüncelerimle esen yaz esintisi beni huzurlu ediyor ama şuan yatağımda yatan adam ise tedirgin ediyordu. Korkuyor muydum onu bile bilmiyordum. Oysa ki sevgi farklıydı. ben sevgilinin yanımda olmasından çok benim olduğunu bilmek isterim. Aslında savaş için böyleydi. Güvenemiyordum ona. Bir insanı sevmek için güvenmek gerekirdi değil mi?.Ne iş yaptığını bile bilmiyordum onun. Ailesi nerede neden böyle çok merak da ediyordum. Aslında ona karşı bir çekimim de vardı. Bu durum içimde küfürleri kendime saydırmama sebepti.
Yavaştan güneş doğmuş ve yüzümdeki son kırıntı gülümsemeyle yeni doğan güneşe odaklanmıştım. En huzurlu olduğum anlardan biriydi şüphesiz.
Kollarımda hissettiğim ellerle sıçramam bir oldu. Hem de ufaktan çığlık bile atmış olabilirim. Arkama döndüğümde uykulu gözlerle bana bakan savaşa baktım. Hafif güneş vuran yüzü çok karizmatikti. Bana anlamsız gözlerle baktığında umursamadan geri dönmüş ve etrafıma bakmaya devam ettim. Üzerimdeki bol gömlek ne kadar sıyrılmış olsa da umursamadım. Görülen manzara asıl benim bedenimdi . Ellerini belime koyup ensemi öpen adam bana huzur veriyordu bir yandan. Ondan korkuyor muydum onu bile bilmiyordum. Bildiğim tek şey günün sonunda onun kollarında olacağımdı.
Bir yanım onu seviyor ama bir yanım ise korkuyordu. Genel korkma sebeplerim onun aşırı kıskançlığı ve sevgisiydi.
Ben ona onun beni sevdiği gibi sevgi verebilir miydim bilemiyorum.
O ise ölene dek beni sevecekti bunu da biliyordum. Ya da bilmiyordum. Aklım çok karışıktı bu konuda. Çoğu zaman bana hissettirdiklerinden ,bu bizim için iyi değil.
Kollarımdan tutup beni sürükleyen adama baktım. Çıplak vücudu adeta Tanrı'nın bir lütfu gibiydi. Çekimine meydan koyamıyordum bazen..
.... kendisi yatağa yatmış benim gelmemi bekliyordu. Uyku akan gözleriyle adeta savaşıyordu. Ben de yanına yatmış ve inçe örtüyü sadece bedenimin bir kısmını örtecek şekilde yatmıştım. Ona dönmüş elimi çıplak göğsünün üstünde koymuştum. Bu durumdan hoşnut olmuş bana dönerek sarılarak yatmaya başlamıştı. Bu kollar bana huzuru veriyordu bir yandan. Yasaktı ama bir yandan da lütuf için gelmiş gibiydi. Kokusunu içime çekip rahat bir şekilde yatmaya başlamıştım......
Sabah alarmın sesiyle kalkmıştık ikimiz. Bedenimi iyice gerdikten sonra savaşa bakmıştım. O ise yeniden uykunun kollarına bırakmıştı kendini. Bu sefer de telefonu çalmaya başlamıştı. Komidinin üstünde duran telefonunu almış kim arıyor diye bakmıştım. Arayan annesiydi. Savaşı uyandırmaya çalışıp
'Annen arıyor 'desem de çocuk gibi mızmızlanıp yatmaya devam etmişti. Telefonu aynı yerine koyup yatmaya çalışmıştım. Tekrar çalan telefona bakmış arayan yine annesiydi. Bu sefer açacaktım. Kararlıydım yani öyleyimdir. Telefonu açmış karşı taraftan ses gelmesini bekledim.
'Oğlum seni çok özledim. Lütfen beni cezalandırmayı bırak ben senin annenim.'
Diyen kadına ağzım açık dinliyordum. Bir gözüm ise savaştaydı. Ne diyordu bu kadın neden savaş annesini cezalandırmıştı. Aklımı kurcalayan sorularla birlikte kadın devam etti
'Seni çok özledim lütfen gel yanıma' diyen kadına bir şey demeden kapatmıştım. Aklımı kurcalayan sorular beni kötü yapmıştı daha doğrusu ağır gelmişti. Düşüncelerden kurtulmak amaçlı kafamı yastığa sert şekilde gömmüştüm. Yanımda ki adam ise yatıyordu. Çok geçmeden ben de yattım.
Gözlerimi açıp etrafa bakmaya başlamıştım. Savaş yine bağırıp duruyordu. Neye sinirlenmişti yine bilmiyordum. Yataktan kalmış giyinme odasına girmiştim. Savaş telefonla konuşuyordu. Karşı tarafın yerinde olmak kadar daha beteri olamazdı çünkü savaşı çekiyordu netice de. Kapıda durmuş onu izliyordum.
Görüş alanına girince beni inceleyerek keyiflenmişti. Bu durum çok hoşuma gitmişti. Süzmeye devam ederken birden bağırmasıyla sıçramam bir oldu. Aslında küfür etmişti. Ama neyse.
Bana yaklaşıp ' sabah kimle konuştun' dedi. Biliyordu ama belli etmiyordu. Ürkek bir cevapla
'Annen aradı seni uyandırmaya çalıştım olmadı aranızda ne var savaş neden ona öyle davranıyorsun?' Dedim.
Bir şey demedi. Ama yüz ifadesi ise kırgınlık doluydu. Bu durum ona daha da bağlanmama sebep olmuştu. İlk hatamı belki de öyle yapmıştım.Yaklaşıp ' savaş neyin var ne oldu anlat bana.' Dedim. Başını göğsüme koymuş ellerini belime bağlamıştı. Bir şey demedi ama iç çekmesinden anlamıştım. Çok kötü gözüküyordu.
'Annem evine davet ediyor bizi sevgilim. Gidelim mi onca olaya rağmen?' Deyip gözlerini bana kenetledi. Ne olmuştu ki aralarında bu kadar. Karşımdaki adam küçük bir çocuk gibi bana bakıyor savunmasız bir şekilde yardım istiyordu.
'Gidelim sevgilim sen nasıl istersen.' Demiştim.
Çok sevinmiş sıkıca iri bedenine hapsetmişti beni. Bağlanmamalıydım ona ama daha da bağlanıyordum. Alıkoyamıyordum kendimden.'Hazırlan gidelim sevgilim bekliyorum seni.' Demesiyle başımı sallayıp karşımdaki elbiselere göz gezdirdim. O ise çıkmış beni aşağıda beklecekti kesin. Elime ne gelirse giymiştim bu işi çözmeliydin meraktan çatlıyordum çünkü.
Uzun dar elbisemi giymiş saçımı makyajımı yapmıştım. En son ise ayakkabılarımı giymek kalmıştı. Gösterişli bir topuklu ayakkabı giyip aynada son görüntüme bakmıştım. Aslında bu heyecanımın içinde dışarı çıkmak da vardı. Ne zamandır evdeydim ve sıkılıyordum.
Salona geldiğimde stresli bir şekilde eliyle oynayan savaşa baktım.
Korkuyor muydu? Neydi bu dağ gibi adamı yıkan şey. Savaşa seslenip çıkalım dememle oynaylamıştı beni. Elimi tutmuş kapıya doğru ilerlemiştik. Benden mi destek alıyordu yoksa bu halleri hiç iç açıcı değildi. Kapıyı açmış ilk beni çıkartmıştı. Eli hala elimdeydi. Biliyordu kaçacağımı. Sahiden kaçar mıydım onu bile bilmiyordum. Tek bildiğim şey ondan uzak duramamaktı.Son kez ona bakmıştım. Bugün her şey yerine oturacaktı . Günahıyla sevabıyla...
Umarım hikayemi beğenirsiniz. Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen bol bol yorum yapın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ
Genç Kız EdebiyatıKırılgan bir köprüde eve doğru gidiyorum. Ona ulaşmazdım,sesim ve cümlelerim ona ulaşamazdı. Anlamazdık birbirimizi.... Ne ben onu ne de o beni anlardı. Belki de seviyorduk birbirimizi ama farklı bakıyorduk hayata... Onu çok seviyordum. Her bir zerr...