tanrının elleri.

236 12 5
                                    


-göz gözeyken yangınla kavgaya girdiğin o an.
dilin tekrar tekrar öldürür ve,
dudakların yeniden doğurur beni.-
bakıyorum yoksun, bakıyorum burdasın küçüğüm. olmadığın zaman dilimlerini dört yaşımdaki gibi arsızca dövmek geliyor içimden. dayak yemiş gibi suratıma iğneleniyor gittiğin saatler. uzağıma attığın bir adım ıstırabın anlamını koyuyor önüme. dengesizce ilerleyişlerinin altında kalıyorum. tutma beni. ellerin bel kıvrımlarımda soluklanırken kendimle hesaplaşayım. aynadakiyle konuşmaya çabalayayım sırt dönmüşlüğüne aldırmadan. diyorum ki, eski bir anıyı hatırlatan kaset çalar ve geçmişte bozuk paralarını saklayan çocuğu görürsün. kirli kıyafetlerinden arınmak isterken nasıl daha da küle bulandığını, kötülükleri aşmak isterken şeytanla nasıl karşı karşıya geldiğini ve bunun seni döngünün en başına nasıl sürüklediğini izlersin. burada düşmüşüm, kimse neden kaldırmamış diye sorgularsın.  öfkelenirsin ve yediğin tokatların bileklerini kırmak gelir içinden. ama o bilekler yalnızca senin yüzünde kırılır çocuğum, bunu bilirsin. kendini kaçırmaya çalıştığın balkon demirlerinin arasına sıkışır göğsün, yeteri kadar ağır değilmiş gibi. gövdendeki beton yığınına yeteri kadar direniş gizlememişsin gibi, zayıf noktandan vururlar seni. yalnız kalmasın diye okyanusa salışlarını görürsün ama sesini bulup da o balık orada yem olur diyemezsin. diline çok kızarsın işlevini yitirdiği için. hayır şimdi değil, şimdi olmaz. şu dağların önünde taş kadar kalmanın sırası değil dersin ama dudakların aralanmaz bir türlü. cümleler bacaklarına dolanır ve kendini o dağdan düşerken bulursun. yere çakılmadan önce tanrı'nın ellerini görmeyi dilersin, gökten uzanan. sonra düşünürsün ki, cehennem buranın eteklerinden daha kızıl değil. olsaydı bilirdim. dur tutma beni. sen adına ne dersen de kimliği yok tüm bunların. kelimelerim sakat kalmış bir kısrağın son sendeleyişleri. söyleyecek bir şeyim kalmadı çünkü tüm harfler de sensin. şair olmak için cehenneme gidip geri dönmek lazımmış. ben gittim, gittim de geri dönemedim yılmaz.
-tenime değdiğinde,
içimde kaynayan buzları duy.-

fotoğraftaki benim (':

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

fotoğraftaki benim (':

yakaları kan nakışlı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin