boğazına tasma olmamışsa bu devrik cümleler
büyük bir patlamayla gelmiyorsa sevişmek
biliyorsun korkunun kesemiyorsun nefesini
bana ne yaptığını sordular
söylüyordum az kalsın
sana doğru yanarken beni gördüler
ışık gibi değil daha çok dirilmek gibi
yağmur yağıyorsa ve biz ıslanmıyorsak
boşlukta salındığını iddia edemezdin
sokak boşsa ve kusmuyorsak çöplere
yeterince içmemişiz bu harfleri
yeterince çöp etmemişiz içtiklerimizi
nereye baksam uzanamadığım bir el
ben bir sokağın ışığına sönmüşüm yılmaz
kapanmış kapılardan daha suskunsun
ben bir caddenin ortasına heyelan getirmişim
hüseyin'in vurulduğu yerden vurulmamışsam da
aynı yerden kanadığımızı inkar edemez tanrı
herkes bir günaha eğilir
ben sana doğru eğildim yılmaz
senin için taptığım cehennem katları
önüme atmıyorsa beslediği şeytanları
sevgimin temizliğini kirletmeye yemin içmemişsen
beni biraz sever misin
ben yerin yirmi üç kat dibinden
ali diye ağladım lezâ'nın kucağında
ibrahim'e şarkı söyledim hutame'nin koynunda
akşam olunca dilim damağım kurur
aklımda teninin her kıvrımı
susuz bırakıyorsan beni
ve bana doğru susamıyorsan sen de
bana aç olduğun tek bir an yoksa bu resimde
üstelik annem de anlamıyorsa aldandığımı
kuyunun dibini ev bellemiş yusuf olayım
gece olunca midem gövdeme bıçaktır
bana ne yaptığını sordular
söylemedim yılmaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yakaları kan nakışlı.
Randomboyumu aşan tüm günahları yangına evlat edindir. -şiirler bana ait.