kızıl kurşun.

489 34 7
                                    



gerdanımın sana bakan penceresine,
umman diktim, iltihap salacağını bilmeden.
oluklarım soluklarına karışıyor.
sen hiç düşünmedin mi?
su kurursa yosunlar nerede yetişir,
deniz olmazsa gök rengini nereye verir?
ben hep gördüm ama sen hep kördün.
içimde varlığı meçhul acımaya karşı,
sokaklara tek tek sattım aptallığımı.
deriden kemikten bir varoluşun,
sönüşüne şahit olmamıştım hiç,
aynadakine bakmadan önce.
benim yıldızım hiç barışmadı güneşle.
göğsümde koca bir kış taşıyorum,
gittikçe daha çok yakan.
iç çöküşlerimin faili,
çocuk oyuncağına çevirdiğini zannettiklerin,
bir çocuğun ulaşabileceği kadar ortalıkta olmadı hiç.
ezilmesin diye önüne geçtiğim sevgi,
nefretle omurgamı eğriltti.
baş ucuma resmettiğin vurgularına,
kan bağım var günahınla.
şafak isyanlarımın üzerinden sökülürken,
uzaklarda patlayan kızıl kurşun,
tam buramda hissettim.
soluk boşluğum,
soldurduğun.

yakaları kan nakışlı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin