yırtık ve soluksuzum.
sancıyorum ve bu serin bir kordur dilimde.
senin düz yolda ayağına bulaşan çamuru,
dik yokuşuma sürmeye çalıştığımdan beri.
yırtık ve soluksuzum.
kardan bileklerini yangına koyarsan,
ellerini yok edersin.
ben bu aşka ellerimi ödedim.ancak senin simâna baktığımda,
bir hayat yeşeriyor göğsümde.
sen bilmezsin,
ne vakit uzansam bir kırmızılığın dizine,
kapatmaya çabalar gibi serilir kirpiklerin.
sende çocukluğumun okşanmayışlığı var.
saçlarımı ör yılmaz.
seni öpmek, kalbini kesiyor şeytanın.
dokunuşların, karnında filizleniyor,
kirli gövdesini meleğin kanatlarına saklıyor.
kendi göz kapaklarını benim kâbuslarıma,
örtmeye çalıştığından beri,
omurgamın eğrisine çiçek serpişlerin.
sen şimdi dudaklarımda soluklanan,
uzun boylu bir yangın gibisin.
bağrımda ağırlaşan gecesin ve,
ağrımı hafifletensin aynı gecede.
dünya yakılsa sana sıçramasın diye,
avuçlarımda köz taşırım öteye.
kambur kalan parmaklarımın önünde,
bir kere eğil, bir kere.
gücünün yetmediğine yenilirsin derler,
kaç kere diz çöktüm sana bilmem.
katlanmazsan doğrulamazsın derler,
saçları örüp de keserler.
sen de kesme,
saçlarımı örme yılmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yakaları kan nakışlı.
De Todoboyumu aşan tüm günahları yangına evlat edindir. -şiirler bana ait.