şuramı delen özlem demeselerdi,
kurşun derdim.
umulmadık mevsimlerde gizlenmiş kimliğin.
söyler misin bana,
benden başka hangi güz,
yaza en uzak olup da,
güneşi doğurabilir sana?
başka hangi renk,
gökkuşağından yadırganıp da,
yerleşebilir sesine?
karşıya doğrultmak yerine,
bıçağın keskin yüzünü,
ikimize de heba ediyorsun.
etme.
paramparça olmuş közlerimden,
daha kırık darılma bana.
boşluğu yetim bırakma mevâ.
ve inanır mısın,
damarlarımda akan lav olmasaydı,
adını söylerdim.dilinden omurgama biriken kelimeler,
gün geçtikçe daha da kamburlaşıyorum sana.
seni taşıyorum ceplerimde.
sana taşınıyorum gitgide.
avuçlarına bıraktım kalbimi.
göğsüm mü sıkışan,
sen misin ellerini sıkan?
sarılmayı öğrenen bir çocuğun,
kollarını açtığı ilk kişi.
öpmeyi anlayan birinin,
toprağını koklaması eşinin.
sanki ilk kez düşmüş bir bebek gibi.
devamını getiremem sen tamamla mevâ.
benim kanım senin şehrinin damarlarında.
camdan dışarıyı gördüğümde,
yangınla örülmüş bir alanın,
ortasında akan su sensin.
sana bakmak ateşe meydan okumak,
seni duymak suyu hissetmek gibi.
pencereyi açık tutma,
kimse baksın istemiyorum.
cennetin dokunuşunu göster ruhuma.
perdeler yanmış gibi dışarıyı gösterme bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yakaları kan nakışlı.
Randomboyumu aşan tüm günahları yangına evlat edindir. -şiirler bana ait.