İyi okumalar...
jeonthebartender "Sınavım var, sabah beni bırakır mısın?" dedi, hiç uyanmayacağım bir saatte uyandım. Umarım dersi geçmişsindir tatlı çocuk yoksa gece mesaimi sana devredeceğim.
singer_v, b0gm ve 342 kişi fotoğrafını beğendi.
singer_v Geçmişimdir umarım ;)
b0gm @singer_v Ben de öyle umuyorum...
singer_v @b0gm Ortalama bir insan siniri üç günden fazla sürmez ama ya :(
b0gm @singer_v Seni almaya geliyorum hazırlan :)
jeonthebartender @singer_v @b0gm Gönderimin altını meşgul etmeyin, araba kullanıyorum
"Nereye geliyor bu şimdi?" Aracı üniversite kampüsünden çıkarırken Taehyung'a baktı Jungkook.
"Ne bileyim ben? Ailesinin yanında değil miydi o?" Başıyla onayladı Taehyung soruyu.
"Öyleydi. Telafi sınavından sonra bir yerlere gidelim diyordu ama bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim." Onun sesindeki durgunluğu fark etti en yakın arkadaşı.
"Taehyung? Şu çocuk ne oldu? Busanlı olan?" Adını hatırlayamayınca duraksadı.
"Jimin." diye dile getirdi Taehyung bir süredir duymadığı ismi. "Bir şey olmadı Jungkook, ne olabilir?"
"Ya o gün sarhoş oldu, sen de evine bıraktın falan. Gece de onda kaldın belli ki. Seni izlemeye gelmedi bir daha hiç. Tersledin mi, ne yaptın?" Taehyung cevap vereceği sırada telefonu çalmıştı. Meşgule attı Bogum'un aramasını. Bu Jungkook'u şaşırtmıştı. "Neden reddettin?"
"Hiç konuşasım yok şu an. Sonra ararım ben onu." Ana caddeye çıktıklarında gaza biraz daha basarken söylenmişti dövmeli çocuk.
"Neden acaba? Minik bir sarı kafa yüzünden olabilir mi?" Sert bir bakış yemişti ama farkında değildi.
"Jimin'le aramızda düşündüğün gibi bir şey yok Jungkook. Sadece..." Lafı hızla kesildi.
"Sadece öpüştünüz? Hatta belki de yattınız? Nedir aranızdaki ilişki tam olarak canım arkadaşım?" Ellerini yüzüne kapatan çocuktan bir cevap bekliyordu.
"Bilmiyorum. Öpüştük evet ama yatmadık, sadece birlikte uyuduk iki kez." Kırmızı ışıkta durunca gözlerini hızla ona dikti Jungkook.
"İki kez mi? Birincisi sarhoş olduğu akşam, onu biliyoruz da ikincisi ne zaman lan? Ne ara oldu bu?" Parmağını hareket ettirmekle yetinmişti solist ancak hareketi anlaşılır değildi.
"Onun hemen ertesi gece işte, beni izlemeye gelmemişti. Ben sabah çıkarken de biraz hasta gibiydi. O yüzden merak ettim durumunu. Gece de onda kaldım, yakınlaştık biraz." Basitçe özetlemişti durumu. Jungkook zaten detay soracak biri değildi, Taehyung'un kararlarına güvenir ve anlattıkları dışındaki hiçbir şeye önem vermezdi. Yine de duyduğu kelime kafasını karıştırmaya yetmişti.
"Yakınlaştınız derken? Ne derece bir yakınlaşmadan söz ediyoruz? Mesela mevcut flörtünü Jimin'le değiştirecek bir yakınlaşma mı?" Başıyla reddetti onu Taehyung, arkadaşının bakışlarını yola diktiğini hatırlaması uzun sürmemişti.
"Bogum konusunda ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum. Onunla olduğumuz durumdan bir ben mi memnunum ya?" Omuz silkti 19 yaşındaki barmen.
"Onun da şikayetçi olduğunu sanmıyorum, öyle olsa mutlaka duyardık ya da seni aramayı bir noktada bırakırdı, değil mi? Ama öte yandan da Jimin'le öpüştüm diyorsun, Bogum'la resmi olarak çıkmasanız bile bu boşa oyalamak olmaz mı? Adam sonuçta flörtünüzün bir noktada ilişkiye dönmesini istiyordur yani, haklı kendince." Taehyung sessiz kalıp düşünmeye başladığında sözünü devam ettirdi boğazını temizleyerek. "Ya sormak istemiyorum aslında, çok didikliyormuşum gibi geliyor ama merak ediyorum. Jimin'in sana yürümesinden rahatsız olmuyor muydun? Ne oldu birdenbire de iki gece üst üste evine gittin?"
"Aklımı karıştırdı." deyiverdi yolcu koltuğundaki beden. "Tuhaf bir şey oldu Jungkook, bilmiyorum. Öpüşünce bir şey belirdi hiç yoktan sanki. Kötü hissetmemi engelleyemiyorum Bogum hakkında ama Jimin'i gördüğüm zaman da aklım sadece Jimin'le doluyor." Barın önündeki park yerine yanaşırken kaşlarını kaldırdı Jungkook.
"Seni tanımıyor olsam ayran gönüllüsün, daldan dala atlıyorsun derdim. Ama Bogum'un senin için ne anlama geldiğini neyse ki biliyorum." Kemerini çözdükten sonra vücudunu ona çevirmişti solist.
"Ne anlama geliyormuş?" Araçtan inen arkadaşını takip etti.
"İki yıl önce tanıştınız ve gayet iyi anlaşıyorsunuz. Aranızda bir uyum var evet ama bu arkadaşlığın ötesine ne ara geçti onu bile anlamadım Tae." Onun saçlarını karıştırıp bar kapısından içeri girdi.
"Geçti işte bir şekilde, ben de bilmiyorum. Onunla bir şeyler kolay ilerledi ve hep öyle derler ya hani." Arkadaşının gözlerindeki soru işaretlerini gördü. Daha net açıkladı bu yüzden. "Aşkın kolay ilerlemesi gerekiyor derler işte Jungkook. Zorlayarak kurduğun bir ilişki, kötü biter falan diyorlar. Duymadın mı hiç?"
"Yani bir noktada doğru ama bu senin ne kadar zorlaştırdığınla ilgili bence biraz. Gerçekten o kişinin yanında olmak istiyorsan ne zorlayabilir ki seni? İçinde küçücük de olsa bir tereddüt barındıran tüm ilişkiler kötü biter zaten." Kolunu kavrayan çocuk bar tezgahının arkasına geçemeden durdurmuştu bedenini.
"Ne demek şimdi o? Ne tereddüdünden bahsediyorsun ki?" Ters duran bardaklardan birini alıp su doldurdu dövmeli çocuk. Taehyung'a dolu bardağı uzattığında şaşkın gözlerini bardağa dikmişti diğeri.
"Birazdan lazım olacak çünkü vereceğim haberin üzerine bir soğuk su içmek isteyeceksin sevgili arkadaşım." Onun yüzünde bıkmış bir ifade belirince keyifle gülümsedi Jungkook. "Sen dört aydır Bogum'la ilişkini ertelediğinin farkında mısın? Flört ederek ve onunla zaman geçirerek mutlu olduğunu söylüyorsun ama sarı saçlı çocuk karşına çıktığından beri yaptığın tek şey Bogum'dan uzaklaşmak. Hani arabada dedin ya hiç yoktan bir şey belirdi diye, o neydi biliyor musun?"
"Neydi?" diye sordu Taehyung ancak sesi bir mırıltıdan ibaretti. En yakın arkadaşının kuracağı cümleyi kendi kendine söylememekte ısrarcıydı bir süredir, sesli söylendiğinde gerçekleşecekmiş gibi davrandığı sihirli sözcüklerin çoktan gerçek olduğunu anlamak üzereydi.
"Kalbin. Zihnin kimi söylerse söylesin, kalbinin Busanlı için attığını anlayamadın mı hala?"
Kim Taehyung olsanız ne yapardınız?
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Song For You ~ Vmin
FanfictionŞarkılarını sarhoş bir kalabalığa söylerken kalabalığın içinde olmaması gereken birini görsen ne yapardın? Söylemeye devam mı ederdin yoksa gidip onu oradan çıkarır mıydın? Muhtemelen şimdiye dek kendine sorduğu en zor soru buydu ve cevabını kendisi...