İyi okumalar...
"Taehyung nerede?" Birayı ona uzatırken yanıtladı Jungkook.
"İçeride olması lazım. Ama tüm çalışanlar bu gece burada, o yüzden hiç girme bence. Çıkınca zaten görürsün. Yok artık, bu ne arıyor burada?" Arkasına çevirdi bakışlarını Bogum.
"Kim? Tanıdık biri mi geldi?" Jungkook dikkati hızla üzerine çekmişti.
"Yok, bir müşteri var da çok sık gelmeyen. Onu görünce şaşırdım, kalabalığı pek seven biri gibi durmuyor." Bogum insanlarla dolu alana baktı. Tek başına gelen çok kişi vardı, Jungkook'un bahsettiği müşterinin kim olduğunu anlayabileceğini sanmıyordu.
"Hangisi? Yanımıza çağıralım mı? Daha rahat olur barda." Ağzının içinde konuştu Jungkook.
"Onun yeri hazırlanmıştır zaten, merak etme." Bogum anlamayarak öne eğildiğinde sırıttı. "Boşver, muhabbeti hiç sarmıyor. Performans başlayınca sorun olmaz zaten, herkes oturmuş olur."
Tam da bahsi geçtiği anda Taehyung bara girdi. Bogum ona selam vermek için elini kaldırdı ancak solist kendisini fark etmemişti. Yanına gitmek adına ayaklandı. Emin adımlarla kalabalığa ilerleyen çocuğa şaşkınlıkla bakakalmıştı. Normalde müşterilerin arasına girecek biri değildi. Kısa boylu bir çocuğun elini tutmuştu Taehyung. Sarı saçlının bakışları irileşmişti ancak Taehyung'u görünce kısıldığına anbean şahit oldu Bogum. Sözde flörtü olan adam kısa boyluyu belinden kendine yapıştırıp samimi bir sarılmaya çekmişti. İkiliyi göstererek Jungkook'a seslendi.
"Bu nedir tam olarak?" Jungkook gözlerini onun baktığı yöne dikti. Zaten iri olan gözleri daha da irileşti barmenin.
"Taehyung'un arkadaşı." deyiverdi. "Eski bir arkadaşı sanırım, tam emin değilim. Çok yakınlarmış önceden." Yalan söylemesi sık rastlanılır bir durum değildi ama Taehyung için bunu yapmaktan gocunmamıştı.
"Arkadaşı mı? Hiç bahsetmedi böyle birinin varlığından." Önemsiz bir detay verircesine elini havada salladı barmen.
"Uzun zamandır görüşmüyorlarmış. Geçenlerde karşılaştılar. Ondan bahsetmemiştir." Bogum içinde biraz şüpheyle başını salladı birasını içerken.
Öte yandan Jimin birden kendisine sarılan Taehyung'un şokunu yaşıyordu hala. Beline sımsıkı dolanmış kollar, boynunda hissettiği ılık nefes ve uzun boylunun güven veren varlığı barda ikisinden başka kimse yokmuş gibi hissettiriyordu. Etraftaki kalabalığın anlaşılmayan fısıldaşmalarını duyduğunda hafifçe geri çekildi. Göz göze gelmişlerdi bu sefer ve açıkçası az önce çok daha rahattı Jimin.
"Ne yapıyorsun Taehyung? İnsanlar bakıyor, hem seninki de burada." Bar tarafına bir bakış atarak konuştu. Taehyung tahmininin aksine oraya dönmemişti.
"Sana söyledim, senden başka kimseye bakmayacağım. Masa ayarladılar mı senin için? Nerede oturacaksın?" Jimin ileride bir noktayı gösterdi, sahneden çok da uzak olmayan kenardaki bir masaydı.
"Şu masadayım. Kalabalığın çok içinde olmak istemedim." Taehyung tek eliyle onun yanağını sıkınca gözlerini irileştirdi kısa boylu. "Taehyung, yapmasana. Dikkat çekeceğiz, zaten fısıldaşıyorlar."
"Bana kalsa istedikleri kadar konuşabilirler. Ama sen rahatsız oluyorsan yapmayacağım, tamam." Uzun boylu elini indirip yüzünü astı. Jimin bu surat ifadesine dayanamamıştı.
"Senden rahatsız olmuyorum. Sadece bize böyle bakmalarını istemiyorum. Zaten aşırı kalabalık. Bugün özel bir şey falan mı var?" Onun bahsettiği kalabalığa baktı Taehyung. Gerçekten de mekanda oturacak yer kalmamıştı.
"Mekanın açılış yıldönümü bugün, bir içki bedava. O yüzden dolu bu kadar." Sarı saçlı çocuk sırıttı. Onun gülüşünü görünce kaşlarını kaldırmıştı solist.
"Ben ne içmeliyim bugün?" Etrafında gözlerini gezdirmiş, kimsenin bakmadığını fark edince Jimin'in alnına küçük bir öpücük bırakmıştı.
"İçmesen daha iyi, bu kalabalıkta sarhoş olmanı istemem. Bugün 3 saat boyunca sahnedeyim. Mola verme şansım yok, yalnız başınayken sarhoş olmamalısın." Jimin az önce boş olan masayı gösterdi.
"Aslında yalnız değilim." Masada oturan bedeni buldu Taehyung'un gözleri. Kaşları bu sefer çatılmıştı. Kim olduğunu sormak için dudaklarını araladı ancak omzuna dokunan Namjoon sahneye çıkması gerektiğini söyledi otoriter bir sesle. Jimin'i masasına gönderip bara yürüdü. Bir bardak su içse iyi olacaktı.
"Hey." diye mırıldandı Jungkook arkadaşına su uzatırken. Bogum ortalıkta görünmüyordu.
"Hey. Bogum nerede? Az önce burada değil miydi?" Barmen sahte bir şaşkınlıkla baktı ona.
"Çocuğun suratına bile bakmadın ama burada olduğunu biliyor muydun? Nesin sen acaba? Üçüncü gözün falan mı açıldı?" Ensesine bakmaya çalışan Jungkook'a göz devirdi Taehyung.
"Jimin söyledi az önce. Eve mi gitti yoksa?" Müşterilerden birine birasını verip yeniden Taehyung'a döndü Jungkook.
"Yok, tuvalete gitti şimdi. Gelir az sonra ama sen sahnede olacaksın. Bu arada şu Jimin denen çocuk niye gelmiş?" Omuz silkmeyle karşılık almıştı.
"Ben çağırdım, benim için geldi. Niye sordun ki?" Arkadaşı da aynı şekilde omuz silkmişti.
"Kalabalıktan hoşlanacak bir tipe benzemiyor, merak ettim o yüzden. Tek başına sıkılmayacak mı sen sahnedeyken?" Taehyung masayı işaret etti belli belirsiz.
"Biriyle gelmiş, kim bilmiyorum ama..." Dövmeli çocuğun bakışları gösterdiği yönü bulunca sözü kesilmişti.
"Hassiktir ama ya. Bu nereden çıktı amına koyayım?" Taehyung suratına suratına küfreden çocuğa ve onun sesli küfrünü duyan birkaç müşteriye baktı. Kalabalıkta Namjoon'un onları duyamayacak uzaklıkta olması şanslarınaydı.
"Gerizekalı, niye küfrediyorsun? Kıs biraz şu sesini." Jungkook'un bakışlarını diktiği yer hala değişmemişti. Az önce gösterdiği masaya bakıyordu gözlerini kısarak. "Tanıyor musun yoksa dikkatini mi çekti? Tam senin tipin çünkü."
"Evet, sorma. Tam benim tipim. Gerçekten ben böyle şansın..." Bu sefer sözü bölünen taraf Jungkook'tu.
"Sahneye çıkmam lazım, söyleyeceksen çabuk söyle ne döndüğünü." Derin bir nefes aldı barmen. Önündeki müşteriye hazırladığı tekilayı kafasına dikmişti konuşmadan önce. Sesi sadece Taehyung'un duyabileceği yükseklikteydi ve solistin duyduğu cümle gözlerinin neredeyse yuvalarından fırlamasına sebep oluyordu.
"O herifi tanıyorum çünkü geçen gün onun altına yattım." Eh, tek gecelik ilişkiler ve kadınlardan ibaret özel hayatıyla tanınan barmen için bu büyük bir adımdı.
Kiminle tanışıyoruz sizce?
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Song For You ~ Vmin
FanfictionŞarkılarını sarhoş bir kalabalığa söylerken kalabalığın içinde olmaması gereken birini görsen ne yapardın? Söylemeye devam mı ederdin yoksa gidip onu oradan çıkarır mıydın? Muhtemelen şimdiye dek kendine sorduğu en zor soru buydu ve cevabını kendisi...