8. Oh you

304 34 10
                                        

İyi okumalar...


"Jimin?" Yatak odasının kapısından başını uzattı kısa boylu.

"Ah, uyandın mı? Gel hadi, kahvaltı hazırladım." Taehyung yüzünü yıkamak için banyoya girmiş, bu sırada da gece Jimin'in söylediklerini anımsamıştı. Ada tezgaha tabakları yerleştiren çocuğa ilerledi yavaş adımlarla.

"İlaçların geldi mi?" Başıyla onayladı Jimin onu.

"15 dakika önce geldi, içtim bile. Merak etme. Geç otur hadi." Taehyung tabağına konan omlete baktı düşünceli bir yüz ifadesiyle. Tezgaha yaslanarak kahvesini yudumlayan çocuk onun bu haline kaşlarını kaldırmıştı. "Taehyung? Uyuyamadın mı yoksa?"

Uyuyamamıştı. Duvardaki saati buldu bakışları. Akreple yelkovan sadece iki saat uyuduğunu gösterirken resmen tüm gecesini Jimin'i düşünerek geçirdiğini fark etti. Üstelik o dakikalarda çocuk tam yanında uyuyordu. Yanağını avcuna yasladı Jimin'e bakarak.

"Uyuyamadım. Hepsi senin suçun." Bir çocuk gibi kurduğu cümleyle afallamıştı diğeri.

"Neden benim suçummuş? Uyurken çok mu kıpırdandım? Halbuki yattığım gibi kalkan bir insanım ama." Reddetmişti Taehyung onun sorusunu.

"Kıpırdanmadın da, geceyi hatırlıyor musun?" İşaret parmağını ona doğrulttu Jimin.

"Bu sefer hatırlıyorum, sarhoş değildim." Anladığını belirten bir mırıltı çıkardı yumurtasını didikleyen uzun boylu. Bir süre sessizliğin ardından yeniden dudaklarını aralamıştı.

"Jimin? İlaçlarımı almam lazım diyordun ya, merak ettim. Görebilir miyim ilacı?" Yerinde dikleşti sorunun hedefi.

"Ne yapacaksın ilaçlarımı? Aldım ve sorun çözüldü işte." Taehyung'un ağzından çıkan kelimeler önceden düşünülmemişti.

"İleride tekrar böyle bir sıkıntı yaşanırsa çözebilmek istiyorum. İlacının adını bilmeden gidip alamam da, değil mi?" Jimin kaşlarını kaldırdığında algıladı ne söylediğini. Lafı çevirmek için geç kalmamıştı belki ama tenezzül etmedi. Nasıl anlamak istiyorsa anlayabilirdi.

"Taehyung? İleride yanımda olmayı mı planlıyorsun? Ne o? Aramızdakinin bir takılmadan ibaret olduğunu sanıyordum." Elini yüzüne kapattı Taehyung. Jimin konuşmayı sürdürmeyi seçmişti. "Boşversene, benim için herhangi bir sorumluluk hissetmeni istemiyorum."

"Bilmek istiyorum sadece. Düzenli ilaç almanı gerektirecek ne problemin var ve seninleyken tetikte olmam gerekiyor mu? Bunu bilmeye hakkım yok mu sence?" Jimin'in elindeki kahve bardağı sertçe tezgah yüzeyiyle buluştu. Sinirlenmişti kısa boylu.

"Sana bir sorun çıkarmam. İlaçlarımı almayı unutan biri değilim, dolayısıyla bunun için endişelenmen gerekmiyor. Kahvaltını et artık. Ben gidip biraz dinleneceğim. İlaçlarım uyku yapabiliyor." Mavi kupayı buldu Taehyung'un bakışları.

"İlaçlarını alınca dinlenmen gerekiyor ve sen koca bir kupa kahve mi içtin Jimin? Ölmeye falan mı çalışıyorsun amına koyayım?" Mutfak kapısına yönelen adımlar, evin içinde yankılanan küfürle duraksadı.

"Taehyung, kaba olmak istemem ama sanane lan benim ne içtiğimden? Daha yeni tanışmadık mı biz? Ne bu çok ilgileniyormuş numaraları?" Kolundan sertçe kavranınca dişlerini sıktı Jimin.

"İlgileniyorum! Ya dünden beri ne bu tavırların anlamıyorum! Derdin ne senin ya? Bir ilacı göstermek bile dev bir sorunmuş gibi davranıyorsun! Merak ediyorum, umursuyorum, benim için önemlisin! Oldu mu?" İrice açıldı karşısındaki gözler. Taehyung'u göğsünden itmiş, sert adımlarla koridora yönelmişti. Birkaç saniye içinde ilaç şişesi Taehyung'un ellerine tutuşturulmuştu bile.

"Al! Ne görmek istiyorsan, neyi merak ediyorsan al! Madem bu kadar ilgilisin, madem bu kadar umrunda o zaman al da gör neyin peşinden koştuğunu Kim Taehyung!"

Taehyung turuncu şişenin dışındaki etikete baktı. Kısmen sökülmüştü, Jimin görme ihtimaline karşı sökmeye çalışmıştı muhtemelen. Ancak ilacın adı gayet net bir şekilde duruyordu hala. Tanıdık gelmeyen isimle hafızasını zorladı. Bir elementi hatırlatan isim cebinden telefonunu çıkarmasına sebep olmuştu. Jimin'in adım seslerini duyabiliyordu, yatak odasına gidiyor olmalıydı çocuk. İnternete ilaç adını yazdığında gördüğü cümle şok etti Taehyung'u.

İki gecedir yanında uyuduğu ve iki hafta önce tanıştığı beden bunu saklamakta gayet haklıydı. Kendi başına savaşmakta oldukça zorlandığı belliydi ve bir başkasını da bu zorlukla yüzleştirmek istememişti işte. Bunun için basit bir ilgi, hoşlantı hatta aşk bile yetersiz kalabilirdi. Hayatına birinin girmesine şiddetle karşıydı belki de Jimin. Terk edilip de daha ağır bir yükün altında kalmayı göze alamazdı çünkü.

Taehyung bunu anlayabilirdi. Jimin'den uzaklaşabilir, bir daha bara girmemesi için çalışanlarla konuşabilir, onunla asla karşılaşmamanın bir yolunu elbet bulabilirdi. Onu bir daha görmeme fikri kafasına dank ederken dış kapıya bakmayı dahi reddetti. Jimin'de çarpıldığı şey basit değildi. Resmen kalbinde var olduğunu bilmediği bir kapının menteşelerini işaret etmişti kısa boylunun parmakları. Bu yüzden bipolar bozukluk diye yazılıp tehlike diye okunan arama motoru sonucunu kapatmış, net adımlarını yatak odasına yönlendirmişti.


Siz Taehyung'un yerinde olsanız ne yapardınız?

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Song For You ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin