İyi okumalar...
"Hm? Taehyung?" Mırıldanan sevgilisini daha sıkı tuttu uzun boylu. Yavaş yavaş uyanan Jimin kıpırdanıyordu ve Taehyung'un kucağındaki yerini tehlikeye atıyordu.
"Hey, hey. Sakin ol. Düşeceksin." Anında duraksadı sarı saçlı. Kollarını Taehyung'un boynuna daha sıkı sarmıştı ancak şimdi de Taehyung anahtarı kapı deliğine sokmakta zorlanıyordu. "Jim, acaba inmek ister misin? Kapıyı açmalıyım, böyle zor oluyor."
"En baştan nasıl çıkardın ki o anahtarı?" diye homurdanarak ayaklarını yere değdirmişti Jimin. Taehyung onun hala uykulu olan bedenini sarmalayıp kendine yapıştırdı. Onu düşürme riskini alamazdı.
"Seni kucağıma almadan önce anahtarı çıkarmıştım zaten, elimdeydi. Gel bakalım Jiminssi. Seni yatıralım." Eve girerken ayakkabılarını çıkarmış, Jimin'e yardım etmek amacıyla eğilecekti ki Jimin kollarını boynuna sardı. "Ne oldu?" diye sordu Taehyung.
"Kucak." demekle yetindi diğeri. Taehyung yüzünde minik bir gülümsemeyle yeniden kucağına aldı Jimin'i. Çocuğun ayakkabılarını ancak yatağa yatırdıktan sonra çıkarabilmişti. Beyaz spor ayakkabıları girişe bırakıp geri döndü. Jimin gözlerini yummuştu.
"Üzerini değiştirelim mi bebeğim?" Taehyung'un sorusuyla doğrulmaya çalıştı. Ancak başarısız olmuştu. Taehyung onu doğrulttuğunda başı dönüyordu.
"Sarhoş gibi hissediyorum."
Mırıldanmaktan ibaretti tüm konuşmaları. Yakınında duran sevgilisi sessiz yatak odasına rağmen onu duymakta zorlanıyordu. Saat gecenin üçünü geçmişti bile. Jimin'le şimdi konuşmaları gerekmiyordu, yatıp yeterince dinlenmesine izin vermeliydi. Sessizlik içinde pijamalarını giydirdi ona. Ardından örtünün altına minik bedenini yerleştirmiş, kendisi de yanında yerini almıştı. Biraz ürkerek yattı yatağın diğer tarafına. Jimin şu an onu kovacak olursa tek kelime etmeden salona gidecekti.
Üzerine atılan kol ve bacağın bedenine çarpışı şaşırtıcı derecede sert ve aniydi. Neyse ki Jimin hafifti, bu Taehyung'un vücudunu ona döndürmesini kolaylaştırdı. Üzerindeki bacağı düşmemesi için tutmuştu. Jimin kendisine daha çok yapıştı bu hareketin üzerine. Burun buruna durduğu çocuğun bunu ilaçların ve uykunun sersemliğiyle mi yoksa bile isteye mi yaptığını kestiremiyordu.
Önceki atağı bambaşkaydı. O zaman içine kapanmış, atak boyunca oldukça az konuşmuş ve bol bol uyumuştu. Taehyung ona yaklaşmakta zorlanıyordu yalnız kalma isteği yüzünden ama yine de geceleri Jimin göğsüne sığınıyordu uzun boylunun. Mutsuzdu, hiçbir şey yapmak istemiyordu. Taehyung tarafından duşa sokuluyor, yemeklerini Taehyung yediriyordu. Asla direnmemişti üstelik ilaç almaya. Tepkisizliği, itiraz etmeye de herhangi bir güç harcamamasına sebep olmuştu.
"Güzelim benim." diye mırıldandı Taehyung onun uyuyan yüzünü severken. Bu sefer ne yaşayacaklarına dair en ufak bir fikri yoktu. Sarmalanmak için fazla hareketliydi, üç dakikadan fazla aynı yerde durabileceği şüpheliydi bu sefer. Üstelik cinsellik ve öfke arasında ne kadar hızlı gidip geldiğine bizzat şahit olmuştu Taehyung. Zordu, Jimin gerçekten zordu ama onu seviyordu. Ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin Jimin'i bırakmayacağını biliyordu. Onu kendi elleriyle bir çukura itmeyecekti. Sorumluluk sahibi oluşundan değildi bu, hayatta daha önce hiçbir şeyi bu kadar sahiplenmemişti hatta. Ama Jimin'di o. Çocuk istemediği sürece onu terk etmeyecekti. Mani atağının başına neler getireceğini ise çok yakında görecekti, hissedebiliyordu.
Kısa oldu ama geçiş varsayalım bunu da, finale az kaldığı için bu kısa bölümleri bağlama aracı olarak kullanıyorum. Sonraki bölüm gayet yerinde bir uzunlukta olacak.
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Song For You ~ Vmin
FanficŞarkılarını sarhoş bir kalabalığa söylerken kalabalığın içinde olmaması gereken birini görsen ne yapardın? Söylemeye devam mı ederdin yoksa gidip onu oradan çıkarır mıydın? Muhtemelen şimdiye dek kendine sorduğu en zor soru buydu ve cevabını kendisi...