Jimin dizlerinin ortasında oturan ufak bedenin saçlarını tarıyordu. Küçük çocuk ise az önce aldığı duş sayesinde mayışmış hissediyordu. İçerisi sıcacıktı, yumuşacık hissediyor ve başındaki eller onun mayışmasını sağlıyordu. Üstelik başında dikilen genç omeganında arada eğilip yanağına kondurduğu öpücük onu mutlu hissettiriyordu.
Bu sabah hava aşırı soğuk olduğu için dışarı bir kaç defa çıkmıştı sadece. Üstelik değerli Miwa'sı da kısa bir süre önce uyanmış yemek yemiş fakat hala güçsüz olduğu için tekrar uyumuştu.
Minik alfa ise Miwa uyuyana kadar onun başında beklemişti.
İçeri giren büyük alfaya bakmıştı kısaca. Üstündeki kaftanı çıkartıp gömlek giyerken ortaya dökülen kasları kendisini bile etkiliyordu. O da öyle kaslar istiyordu. Güçlenip tüm kötülüklerden Miwa'yı korumak istiyordu.
Jimin ise kucağında mayışan çocuğun uyuması için saçlarıyla oynamaya devam etmişti. Ufak çocuğun gözleri tekrar kapandığında kucağına alarak yatağa götürdüğü sırada çocuğun kıpırdanıp yere inmeye çalışmasıyla şaşırmıştı. Bir sorun mu vardı?
"Miwa'nın yanında yatacağım hyung." Minik alfanın uykulu çatallı sesi bile oldukça şirindi!
"Pekala hyunguna iyi geceler öpücüğü ver bakalım."
Küçük alfa gülümseyerek jimin'in yanaklarına kendisi gibi minik bir öpücük bırakmıştı. Sonra ise gözleri onlara gülümseyerek bakan alfaya dönmüştü. Miwa'nın mı yoksa jiminnie hyungunun yanında mı yatmalıydı emin değildi.
Ya o alfa jiminnie hyunguna sarılırsa? o zaman ne olacaktı? Peki ya gece Miwa uyanırsa? Seçim yapmak zorundaydı.
Sonra derin bir nefes vererek alfanın yanına ilerlemişti. Ona da bir öpücük vererek Miwa'nın yanına yatmıştı hızla. Jimin'i iki yanağından jungkook'u tek yanağından öpmüştü. Bunun mesafelerini oluşturduğunu zannetmesi içini hoşnutluk ile dolduruyordu.
Sonra ise hızla uykuya dalmıştı minik.
"Bugün sana zorluk çıkarttı mı?" Jungkook yanına gelen omegasını belinden tutarak kolunun altına almıştı. Gün boyu aslında çadıra gelmişti ancak yine de merak ediyordu.
"Hayır oldukça uslu bir çocuk. Ama seninle alıp veremediği bir şey var sanırım. Bazen seni övüyor kasları olan bir canavar gibi falan diyor, ama sonra niye geldi ki? sana niye sarılıyor? diye somurtuyor." Sessizce kıkırdamıştı jimin.
"Seni benden koruyor. Bunun farkındayım. Sonuçta ben olsam bende böyle bir omegayı kendime saklardım." Jungkook jimin'in boynuna kokulu bir öpücük bırakmıştı. jimin ise kısaca gülümsemişti.
"Jungkook...Peki bundan sonra ne olacak? ikisi kardeş mi? arkadaş mı? Aileleri var mıydı? Ebeveynleri nerede? Ya da her hangi bir akrabaları? Aklımda bir sürü soru var." Hüzünle dudaklarını büzmüştü jimin. Aileleri varsa ve bu karmaşada ölmüşlerse ufak bedenler bunları kendi gözleri ile görmüşlerdi. Bu tam anlamıyla bir felaketti.
"Bildiğim kadarıyla çocukları bulduğun yer küçük bir yurt. Eğer yurttalarsa aileleri yok diye düşünüyorum. Ancak yurt hariç diğer tüm evler harap olmuş bir biçimde. Bu nedenle yurdun içine saklanmak için girmiş olabilirler." Sıkıntıyla oflamıştı jungkook. İki ufak beden ve yüzlerce ceset kendisi yüzünden berbat haldelerdi. Ülkenin uç kısımlarındaki askerleri daha da çok sıkılaştırmalıydı.
"Hey yüzündeki sıkıntılı ifadeyi görüyorum. Kendini suçluyorsan eğer Prens jeon...ahmak bir kurttan başka bir şey değilsin." Asılan yüzü alfanın çenesini tutarak kaldırmıştı jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spoiled Prince ❦ Jikook
Fanfiction[fluff] Park jimin zor birisiydi. Duygularını belli etmez, her zaman istediğini yapan oldukça inatçı bir kurttu. Jeon jungkook'un zorluğu ise Park jimin adında gönlüne girmeye çalıştığı omegaydı. !!+18 kısımlar mevcuttur!! Başlama tarihi; 20.05.202...