Son yaşananlardan sonra tam bir hafta geçmişti.
Geri dönüş ise rahat ve kısa sürmüştü.
Miwa ve jiwhang'ın kardeş değil arkadaş olduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca yanan kasabaya çoktan yeniden ev inşaları dikilmeye başlamıştı. Tarlaları harap olanların alanı da yanan kömürden temizlenecekti. Bu süre içinde ise kasabadan kaçanlara civar kasabalarda kalacak yer de ayarlanmıştı.
Fakat o kadar iş arasından yine de iki miniğin her hangi bir akrabası çıkmamıştı. Jungkook ise akrabaları veya anne babaları bulunana kadar bu iki çocuğu kraliyet himayesine almıştı.
Bu haberi duyan herkes çok sevinse de iki minik sevinçten havaya uçmuşlardı.
Şu an ise elinde bitirdiği dosyalar ile çalışma odasından çıkıyordu jungkook. Oldukça yorulmuştu. Yavaş adımlarla merdivenden çıkarken koşarak kendisine doğru gelen Miwa'yı gördüğünde yine gülümsemişti.
Omeganın ekşi kokusunu duyuyordu fakat aldırmıyordu jungkook. Yine jiwhang'dan kaçıyor olmalıydı.
Yanına geldikten sonra kızın uzun saçlarını elleri ile kulağının arkasına sıkıştırmıştı.
"Oppa! Jiminnie oppa ağlıyor. Odaya yaşlı uzun sakallı bir amca geldi. Az önce de gitti ama jiminnie oppa hala ağlıyor!" Neredeyse ağlayacak olan Miwa'nın endişesini anlıyordu.
Zira şu an kendi bedenini de endişe sarmıştı. Jimin neden ağlıyordu? Sorun neydi? Yaşlı uzun sakallı amca kimdi? Acaba şifacı mıydı?
Adımlarını koşar hale getirirken odasına yaklaştıkça daha da artan şekerli koku kendisini huzura erdiriyordu.
Kapıyı hışımla açtığında jimin yatak başlığına yaslanmış, şort giydiği için açıkta kalan bacaklarını kendine çekerek şiddetli bir şekilde ağlıyordu. Neler olmuştu da böyle!?
"Jimin tatlım, iyi misin?" Hızla gidip ağlayan omeganın yanına oturdu jungkook. Hayır omegadan yayılan tatlı kokuya karşı gelebilecekti.
"J-jungkook...canım yanıyor." Yanında biten alfaya sıkıca sarılıp ağlamaya devam etmişti jimin. Bu lanet şey gerçekten de çok canını yakıyordu.
"Neren acıyor? Sorun ne? Hemen şifacıyı çağıracağım."
"Az önce geldi zaten." Jimin hala ağlarken kafasını iki yana sallamıştı. Deli gibi tanıyordu. Hatta yeri yarıp içine girmek istiyordu. Bu çok doğal bir şeydi ancak başına ilk kez geliyor olması onu çekindiriyordu.
Jungkook ise sıra bir şeyler dememişti. Sadece omeganın biraz daha sakinleşmesini bekleyecekti. Parmaklarını sarı tutamlara dokundurup omeganın ıslak yüzünü silmişti.
"Tatlım ne olduğunu bana da anlatabilir misin?" Halsizce kollarıyla bedenini sardığı jimin'i izliyordu jungkook.
"J-jungkook. kızgınlık...kızgınlık dönemimdeymişim. Ş-şifacı senin baskın bir alfa olduğunu benim ise ressesif bir omega olduğum için normalmiş. Ama...tanrım bu çok acı verici!" Jimin yine kendini sarmalamıştı.
Sürekli terliyor ve yanıyordu. Kalbi birden hızlanıyordu, karnında mükemmel bir sancı vardı, halsizdi ve baskın alfadan aldığı feromonlar ressesif bedenini yoğunlaştırmış, acısını ikiye çıkartmıştı.
"Böyle bir zamanda seni yalız bırakmam ama eğer rahatsız olursan çıkabilirim jimin." Sakince odayı saran kokunun sahibinin boynuna bir öpücük kondurmuştu. Kendisi içinde gerçekten de zordu. Jimin'in üstüne atlayacak gibi hissediyordu,
"Hayır lütfen gitme. " Sıkıca sarılmıştı jimin alfaya. Halsizdi, vücudundan akan sıvının ve ıslandığının farındaydı ancak o kadar halsizdi ki yataktan kalkmaya mecali dahi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spoiled Prince ❦ Jikook
Fanfiction[fluff] Park jimin zor birisiydi. Duygularını belli etmez, her zaman istediğini yapan oldukça inatçı bir kurttu. Jeon jungkook'un zorluğu ise Park jimin adında gönlüne girmeye çalıştığı omegaydı. !!+18 kısımlar mevcuttur!! Başlama tarihi; 20.05.202...