Omega yaralandığı günden bu yana sadece bir gün geçmişti.
Sakin bir yerde kamp kurmuşlardı. Şifacı ise kurulan ilk çadıra jimin'i yatırmalarını istemişti.
Başına aldığı darbe yüzünden kanayan başını temizleyerek güzelce sarmıştı yaşlı alfa. Koyu kahverengi cam şişedeki neredeyse tüm ilaçları bitirmişti. Çünkü omega gerçekten çok yara almıştı.
Mosmor olan koluna bir tüp krem sürmüştü şifacı. Zira kırık olan kolun şişliğini ve morluğunu ancak böyle azaltabilirdi.
Tamamen çizikler ile dolu olan karnını, yüzülen diz kapağını ve diğer kolunda bulunan hafif sıyrıklarıda güzelce temizleyerek sarmıştı.
Omegayı temizlemek için üst kısmını tamamen soymuştu yaşlı alfa. Hatta jungkook'u da çadıra alarak feromonlarını salgılamasını istemişti.
Jungkook ise kafasını bir an bile kaldırmamış, yaşlı alfanında dediği gibi feromon salgılayıp şifacının işinin bitmesini beklemişti.
Bu sırada ise gidip kovalardaki suyu değiştirmişti. Şifacı omeganın tüm bedenini kanlardan temizlerken bir hayli uğraşmıştı.
Üç kova suyu tamamen bitirdiğinde soğuk havada daha fazla üşümesini istemediği için bir gömlek giydirmişti.
Son olarak ise sargı bezlerinin rahatsız ettirmemesi için eşofman giydirerek omeganın başından ayrılmıştı yaşlı alfa.
Şu an ise jungkook büyük yatakta yatan bedeni izliyordu.
Bembeyaz teni morluklar ve kanlanmış yaralar ile doluydu, dudakları patlamış, elmacık kemiğinin üzerinde büyük bir çizik oluşmuştu.
Elinin tersiyle çiziğin üzerini yavaşça okşadı alfa.
Omeganın gülüşünde boğulmak yerine sessizce yatan bedenin uyanmasını beklemek içini acıtıyordu.
Derince nefes verdiğinde elini tekrar geri çekip oturduğu yerde geriye yaslanmıştı.
Eğer jimin bu durumda olmasaydı, omega alfaya yanağına dokunduğu için azarlar, elinin üzerine vururdu.
Mayhoşça gülümsedi jungkook. Omegayı böyle hayal etmek kurdunu hoşnut kılıyordu.
Omeganın kaşlarını çatarak ufak bir inilti bırakması jungkook'u yerinden sıçratmıştı.
Hızla oturduğu yerden kalkarak boşta olan minik eli tutmuştu.
"Jimin!"
"P-prens jeon?" Gözlerini yavaşça açarken bulanık alanın netleşmesini beklemişti bir süre. (Bu kısımla çok dalga geçen oluyor ama arkadaşlar siz şaşırma nidası diye birşey bilmiyor musunuz?)
Her bir zerresi ağrıyordu ve kendini ölü gibi hissediyordu.
"İyi misin? Nasıl hissediyorsun? Ağrıyan bir yerin var mı?-"
"Jungkook." Çatallı sesiyle hızlı hızlı soru soran alfa biraz başını ağrıtmıştı.
"Söyle."
"Su verir misin?"
Işık hızında jimin'e bir bardak su getiren Jungkook her şey için hazırda bekliyordu. Omegasının isteklerini yerine getirmek için bekleyecekti.
Jimin ise suyu içmiş etrafını süzmüştü. Neredeydi böyle?
İçeri giren yaşlı bir alfanın yanına yaklaşmasıyla şaşkınca bakınıyordu jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spoiled Prince ❦ Jikook
Fanfiction[fluff] Park jimin zor birisiydi. Duygularını belli etmez, her zaman istediğini yapan oldukça inatçı bir kurttu. Jeon jungkook'un zorluğu ise Park jimin adında gönlüne girmeye çalıştığı omegaydı. !!+18 kısımlar mevcuttur!! Başlama tarihi; 20.05.202...