On sekiz gün.
Tam on sekiz gündür uyuyorlardı.
Jimin on altıncı günde uyansa da sağ kısımdaki yatakta olan eşi, sol kısmındaki yatakta yatan Yoongi ise hala uyanmıyorlardı.
Savaştan sonra gelen ekiple götürülüp şifacı komutu ile bir çadıra yatırılmışlardı üçü de. Yaralı fazlalığından dolayı her çadırda en az üç yatak bulunup, üç asker yatıyordu.
Uyandığında ağrısından dolayı konuşamıyordu jimin. Ancak iki gündür uyanık olması biraz onu alıştırmıştı.
Eli alçıdaydı, tıpkı kırık kolu gibi. Omzunda apayrı bir sargı varken sırtı ve göğsü boydan boya sargıya kaplıydı. Bacağına da bir dikiş atılmış üzeri bandajla sarılmıştı. Son olarak ise başında bir dikiş ve bandaj vardı. Onun dışında vücudunda sıyrıklar ve morluklar duruyordu.
Jungkook ve Yoongi'nin ise neredeyse tüm bedenleri sargı bezi ve bandajlarla doluydu.
Şifacı ile konuşamadığı için onların sorunları tam olarak ne kestiremiyordu. Zaten daha iki gündür uyanıktı. Ağrıları daha yeni yeni dayanılır hale geliyordu.
Yine akşam olmasına yakın yatakta dümdüz bir şekilde yatıyordu omega. Kendisi fazla yara almadığı için erken uyanmıştı. Yani diğer ikisine göre fazla yarası yoktu.
Onlar uyanana kadar ise endişesi devam edecekti.
En son kolunu ve bacağını hissetmediğini, kaybettiğini zannetmişti jimin. Fakat şimdi bir sorunu yoktu acısını gayet de hissediyor ve hareket ettirebiliyordu.
Ancak Yoongi ve Jungkook tamamen farklıydı.
Eğer bedenleri kendiliğinden yığılmasaydı uzuvları kopana kadar devam edeceklerdi. En son jungkook'un tüm bedenini, Yoongi'nin ise bedeninin neredeyse yarısını hissedemediğini hatırlıyordu. Hatta hareket de ettirememişlerdi.
Bu nedenle endişeliydi jimin.
Kendisinde sorun yoktu ama ya onlarda bir sorun çıkarsa? Geri dönüşü olmayan ve hayatlarını etkileyecek bir yara aldılarsa?
Bu nedenle endişesi hala yerindeydi.
Patlamasından ötürü şişen dudağını dişleri arazından ezerken derince oflamıştı. Kurdu bile o kadar yorgundu ki gözlerinin simsiyah olup, kurdunun kendisini göstermediğine emindi.
Çünkü şifacı dün gelip ikiliye bakarken göz bebeklerini de kontrol etmişti. Eğer alfaların kurtları-büyük alfa kurtlar- bile kendini göstermeyecekse kendi kurdu mutlaka gitmiş olurdu zaten.
Belki de ağrısı bu yüzden çok fazlaydı. Aynı şekilde bu kadar sürede baygınca yatıyor olmaları kurtların kendilerini çekerek etkilerini göstermemesi, bu kadar yaraya rağmen onları insan bedenleriyle baş başa bırakmasıydı.
Sonuç olarak mantıklıydı.
Çıkan bezin ipini parmak ucuyla çekiştirirken duyduğu derin nefes ile kafasını kaldırmıştı.
Yoongi'den gelen bir kaç derin nefes ve kaş çatılmasıyla son olarak gözlerini araladığını görmüştü.
Bir süre sessiz kalarak kendini toparlamasını beklemişti. Sevincinden uçabilirdi. Neyse ki birisi daha hayati tehlikeyi atlatıp uyanmayı başarmıştı.
Yoongi hareket ettiremediği bedeni ile yatağa çivili kalmıştı. Kafasını çevirdiğinde jimin'i görmek bir nebze olsun kendisine derin nefes aldırtmıştı.
"Neler oluyor?"
"Korkmana gerek yok ağrılarından dolayı hareket edemiyorsun. Dediğin gibi yedek birlik geldi ve bizi bu çadıra getirmişler. Sonunda uyandın." Burukça gülümseyerek bakmıştı jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spoiled Prince ❦ Jikook
Fanfiction[fluff] Park jimin zor birisiydi. Duygularını belli etmez, her zaman istediğini yapan oldukça inatçı bir kurttu. Jeon jungkook'un zorluğu ise Park jimin adında gönlüne girmeye çalıştığı omegaydı. !!+18 kısımlar mevcuttur!! Başlama tarihi; 20.05.202...