Jimin önlerindeki tabaklara konulan yemeklere bir bakış attı.
Oldukça fazla sulu çeşit vardı ki bunların yarısından çoğu sebzeli şeylerden oluşuyordu. Güç toplaması için bir süre bu şekilde beslenmesi gerektiğinden bahsetmişti.
"Aklından ne geçtiğinin farkındayım ancak hepsini yemen gerekiyor." Jungkook eşinin masaya attığı garipseyici bakışlarına hafifçe gülümsemişti. "Üstelik bu sefer bi öpücükle kaçamazsın çünkü başında bekliyor olacağım."
Jimin başını kaldırıp alfanın gülen yüzüne baktı. Onu öylesine özlemişti ki, gözlerinin önündeki manzara hala rüya gibi geliyordu.
Bir iki saniye sessiz kaldı omega. "Eğer sende benimle birlikte yersen, yumuşak etleri bile yerim." Jungkook'un da önüne bir çift çubuk yerleştirdi ardından.
Önünde duran tahta çubuklara baktı öylece Jungkook. En son ne zaman bu masaya oturup yemek yemişti? Zeihre'ye gitmeden önce? -eşi uzun bir uykuya dalmadan önce-
Ya da en son yemekler ne zaman bu kadar lezzetli görünmüştü gözüne? Zeihre'de geçirdikleri son gecede eşiyle birlikte yedikleri yemek..
Eline aldı alfa çubukları yavaşça. Kendisine sonuna kadar gülümseyerek bakan omeganın ne yapmaya çalıştığının farkındaydı.
Ses etmedi. Onun yerine tabaktan aldığı uzun yeşilliği bir iki kez üflemiş, Jimin'e yaklaştırmıştı.
"Yemeğe başlama zevkin çok kötü." Jimin uzatılan yeşilliğe karşı burnunu kırıştırarak somurtmuştu. Yani en azından yeşil olmayan yiyeceklerden başlasa fena olmazdı.
"Jimin bu masadaki tüm yemekler sana göre kötü." Tek kaşını kaldırarak baktı alfa. Sanki başka tabaktan yemeğe başlasaydı aynı tepkiyi vermeyecekti Jimin.
Tekrar cevap vermemiş Jimin, Jungkook'un uzattığı yeşilliği ağzına almıştı hızla.
Bir süre ayni görüntü devam etmişti.
Jimin yemek yemek istemiyor ancak Jungkook zor da olsa yedirtiyor. Daha sonra Jimin hangi yemekleri daha kötü bulduysa hepsini Jungkook'a yedirtmeye çalışıyordu.
En azından ikisinin de midesinden güzel ve sıcak bir yemek geçiyordu sonunda.
Gerçi yemekler buz gibi soğuk olsa da eşiyle yediği için fark etmiyordu alfaya.
**
"Sonra ne oldu?"
Jungkook hemen yanında kendisine yaslanarak oturan Jimin'in çıplak bacaklarının üzerinde yavaşça elini gezdiriyordu.
"Aslında pek hatırlamıyorum ancak sürekli bir rüyadan diğerine gidiyordum. Senin sesini bir çok kez duydum. Diğerlerinin sesi boğuk geliyordu. Kulağıma yanımda olduğunu, korkmamam gerektiğini fısıldadığında ateşin içinde yanıyorum ancak dayanabilirim gibi hissediyordum." Jimin başını yaslandığı omuzdan kaldırarak gözlerini ay ışığında yıldızların parladığı harelere sabitlemişti.
Hava biraz serindi ancak üşümüyordu. Titreyen kalbi, kalbinde uçan kelebekler ve yanındaki alfası ona sıcak hissettiriyordu. Tabii bir de sürekli bacağında yavaşça gel git yapan, onu seven büyük el de vardı.
"Biliyordum." Jungkook gözlerini bir an olsun kırpamıyordu. Bakışlarını omeganın göz bebeklerinden ayırmayı istemiyordu. "Bende en az senin kadar yıkılmışken, varlığını bir şekilde hissettiriyordun." Gözleri anlık olarak omeganın boynunda tüm siyahlığı ile ay ışığında parlayan mühre gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spoiled Prince ❦ Jikook
Fanfiction[fluff] Park jimin zor birisiydi. Duygularını belli etmez, her zaman istediğini yapan oldukça inatçı bir kurttu. Jeon jungkook'un zorluğu ise Park jimin adında gönlüne girmeye çalıştığı omegaydı. !!+18 kısımlar mevcuttur!! Başlama tarihi; 20.05.202...