Aradan dört ya da beş güne yakın bir süre geçmişti. Emin değildi Jungkook. Son zamanlarda omeganın sürekli ağrılarından ötürü hareketlenmesinden sonra neredeyse tüm zamanını omegayla birlikte odada geçiriyordu.
Hatta şifacı kendisini dışarı çıkartmasa tüm gününü uykusuz bir şekilde o odada geçirmeye razıydı Jungkook.
Kapının tıklanmasıyla daldığını yeni fark ediyordu genç kurt. Kafasını kapıya çevirirken şifacının gelmesini beklemiyordu. Çünkü günün belirli saatlerinde geliyordu. Soru sorarcasına bakışlarını yaşlı kurda kaldırdı.
"Biraz dışarı gelir misin evladım." Eliyle kapının kenarında durarak alfanın ayaklanıp kapının yanına kadar gelmesini izledi.
Ayakta bile zor duruyordu alfa. Hatta oturduğu sandalyeden kalktığı sıra dönen başına rağmen düz şekilde yürümüştü.
"Ne oldu efendim?"
"Jimin..son kontrollerini yapacağım bugün. Odana git, giyin kuşan, eşyalarını toparla ve geri gel." Dedim dedik bir kişiydi yaşlı kurt. Jungkook dışarı yanına geldiğinde kapıyı kapatarak yanına çekmişti onu.
Jungkook'un ise boğazında yutamadığı bir yumru oturmuştu. Bir iki saniye yaşlı kurda baktı. Gözleri yavaşça kızarmaya başlamış hafif buğulandığını fark etmişti. Bakışları yere değerken kafasını kaldırıp gözlerini yummuştu bir kez. Ağlama hissini yutmaya çalıştığı yüz ifadesinden titrek bir "Tamam." duyulmuştu.
Ardından hızla koridorda ilerleyerek giden alfanın arkasından baktı şifacı. Eğer bu kadar kolay olacağını bilseydi onu dışarı çağırmazdı. Alfanın sağı solu belli olmuyordu. Konu eğer Jimin'se tabii ki. Her an gücünü ortaya çıkartabiliyordu.
Odaya girdiği zaman pelerinin iç cebinden çıkarttığı torbayı masaya bıraktı. Bu son denemesiydi. Eğer elinden başka bir şey gelmezse yapacakları şey kalmazdı. Onu uyutmak zorunda kalırdı. Alfa her ne kadar istemezse de omega uyutulmazsa narin bedeni gerçekten çürümeye başladı. Canlı olsun veya olmasın. Nefes alıp almaması bir şeyi değiştirmezdi. Kurtboğan onun damarlarında gezinerek onu uyandırmıyordu. Uykusunda hapsolmuştu.
Üstelik çok uzun zaman bu şekilde beklerse bedeni reaksiyonlara açık olurdu. Bunlar yaşamdan alınan bir beden için olanaksız şeylerdi.
**
Akşam saatlerine yakındı. Ne odasına girmeye cesaret edebilmiş ne de omegasının yanına gidebilmişti alfa. Kurdu yastaydı. Bu sabah şifacının dediklerine tepki gösteremiyordu. Gereği neyse ona göre hareket etmek zorundaydı.
Ancak ya kendisi? Omegası, onu tamamlayan diğer yarısı olmadan nasıl yaşayacaktı? Kırık bir mühürle sürekli kendini parçalayan kurdunu nasıl dindirecekti?
Girdiği misafir odasındaki bir koltukta öylece oturup düşünüyordu. Başını ellerinin arasına almıştı. Hiç olmadık düşünceler geçiyordu aklından. Duş almış en azından bilincini kaybetmeyecek kadar biraz yemek yiyerek su içmişti.
Kafası oldukça karışıktı.
Daha iki gün önce şifacı sargı bezlerini kaldırdığında şoktan gözleri fırlamıştı. Çok daha öncesinden aldığı izleri duran yaralar bile yenilenmişti. Sanki yepyeni bir deri eklenmiş gibi pürüzsüzdü. Kendini iyileştirebiliyordu. Alfanın öpücüklerine belirli tepkiler veriyor, canı acıdığında ise ağlayabiliyordu. Bir iki kez ise bedeninde farklı bölgelerini oynatabilmişti.
Örneğin baş parmağı, sol kolu ya da ayak parmakları gibi.
Peki sorun neydi? Hala uyanmamış olması mıydı? Hayır uyanacaktı. Bu belirtiler onun uyanmasına işaretti. Öyle değil miydi? Alfa kurt neden kendisine hiç bir şey söylemiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spoiled Prince ❦ Jikook
Fanfiction[fluff] Park jimin zor birisiydi. Duygularını belli etmez, her zaman istediğini yapan oldukça inatçı bir kurttu. Jeon jungkook'un zorluğu ise Park jimin adında gönlüne girmeye çalıştığı omegaydı. !!+18 kısımlar mevcuttur!! Başlama tarihi; 20.05.202...