Spoiled Prince ❦ Jikook

《26》

Jimin kollarını önünde bağlayarak kapının önünde duruyordu. Bir prensi döveceği için ceza alır mıydı acaba? Gerçi karışan kimse olmazdı.

Eğer karışan olursa onu da alfayla beraber döverdi?

Kapının açılmasıyla sinirli yüz ifadesini korumaya çalıştı omega. Saat oldukça geç olmuştu, alfanın yeni gelen askerlere görev dağılımı yaptığını zannediyordu.

Balayından kısa bir süre önce gelmişlerdi ve sürekli buna benzer şeyler yaşanıyordu artık.

Alfa sürekli karargah ya da eğitim alanında bulunduğundan bahsediyordu.

Ancak oraya gittiğinde alfanın uzun süre önce bir kaç kişiyle beraber çıktığını söylemişlerdi.

Bu nedenle sinirliydi jimin.

Haberi yoktu ve saat oldukça geç olmuştu. Muhtemelen gece yarısını geçmişti de.

Uyumaya çalışmış, kısa bir süre gözleri kapandığında ise alfanın yokluğunu hissettiğinde tekrar uyanmıştı.

Hemde iki sefer aynısı yaşanıyordu. Jimin uyuyor ama yine de uyandığında alfa yanında yoktu.

Karşısında yorgun olduğu belli olan alfaya baktı omega.

Kaşlarını kaldırıp, parlak sarı gözlerini dikerek tehditkârca konuşmuştu. "Neredeydin?"

Alfa ise bir süre jimin'in sinirli halini süzmüştü.

Ardından omeganın önünden çıkarak belindeki kuşağı çıkartmaya başlamıştı.

Üzerinde öyle bir ağırlık vardı ki sanki tüm bedeninde kemik yerine kilolarca demir parçası vardı.

Yorgunluğu yüzünden göz altları bile şişkin bir hal almıştı.

"Dışarıdaydım." Çatallı sesi omeganın yüzünün değişmesine sebep olmuştu.

Pekala alfa neredeyse bir haftadır oldukça ağır görevlerdeydi çok az uyur olmuştu ancak sabah giderken böyle değildi.

Bu kadar çökmüş durumda olmasının sebebi farklı olmalıydı.

"Tamam, fakat neredeydin işte?" Baştaki sinirli halinin yarısı yok olmuştu jimin'in.

Alfanın çıkarttığı üniformayı alıp kenara koymak için biraz daha yaklaştığında kaşları hızla çatılmıştı. Yine siniri gün yüzüne ulaşıyordu. "Alkol mü aldın?" Omega olmasına rağmen bir alfaya karşı sesi baskındı.

Jungkook ses etmeden düz ifadesiyle jimin'e bakmıştı. Ardından bakışlarını indirmişti. Omeganın bakışlarında ezildiğini hissetmişti alfa.

Üniformasını güzelce köşeye yerleştiren omegasının elinden tutarak kendisine çekmişti.

Aynı şekilde sesini çıkartmadan sinirli haliyle komutu dinlemişti jimin.

Alfanın kendini yavaşça çekmesiyle onun dizlerine oturmuştu.

Kalın kollar ince bele dolandığında jimin alfayı hafifçe iterek kenara çekilmişti. "Sarhoşsun sanırım." Ayağa kalkarak uzaklaşmıştı.

Burnuna gelen ekşi koku onu kızdırmıştı.

"Hayır değilim. Aklım hala yerinde." Bunu söylerken yine de hafifçe sarhoştu alfa. Fakat dediği gibi aklı yerindeydi. Ne yaptığının farkındaydı.

"Ne kadar içtin?" Bulunduğu yerden kımıldamadan uzaktaki alfaya bakınıyordu omega.

Alfa ise birden başına saplanan ağrı yüzünden gözlerini kısmıştı. Uzun zamandır bir iki kadeh dışında içmiyordu. Birden içmek ona şok etkisi gibi gelmişti.