XIX) jealous

562 22 17
                                    

"Ellie, Tanrım neden bu kadar soğuksun? Ayrıca o çocuklarla neden bu kadar yakınsın aranızda bir şey mi var?"

Takmadan yürümeye devam ettim.

"Dinlesene beni. Neden böyle yapıyorsun anlamıyorum."

Jerrie'nin son sözüyle sinirlerime hakim olamadım ve gölete giden adımlarımı durdurup beni takip eden bedene döndüm.

"Bir de soruyor musun cidden Jerrie? Şaka mısın sen? Kaç gündür sikinde bile değilim. Söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum ama delirttin. Beni terk edip aptal gibi bir kenara atan adamın arkasından demediğini bırakmazken, iki üç gündür benden çok onunlasın amınakoyayım? Utanmadan bana hesap mı soruyorsun?"

Bağırarak söylediklerimle adımları gerilemişti. Ne kırılması, ne de korkması sikimdeydi.

"Ellie... Beni yanlış anlıyorsun. Sadece..."

"Sadece ne amınakoyayım ne?"

Açıklama bile yapamıyordu. O aptalla neden bu kadar yakın, neden sürekli konuşuyorlar ve neden bir sırları var gibi davranıyorlar anlamıyorum. Delirmeme az kalmıştı.

"Siktir et Jerrie. Yapma açıklama falan. Hesap sormaya hakkım bile yok ki zaten. İstediğin kişilerle konuşursun öyle değil mi? Şimdi izninle arkadaşlarımın yanına gidiyorum Jerrie."

Cevap vermesini beklemeden göletin başında beni bekleyen Jackson ve Luke'un yanına ilerlemeye başladım.

"Hey sorun ne? Neden arkadaşınla bağırışıyordunuz?"

Luke gelir gelmez sorduğu sorusuyla şimdiden bunalmaya başlamıştım. Şu sikik kampa neden geldiysem...

"Sanane acaba gevşek."

İstemeye istemeye cevap verecektim ki, benim yerime Jackson Luke'u susturmuştu.

Gülümsememe engel olamamıştım. Bu kadar kısa sürede 7/24 Jackson'laydım ve benim için çok değerliydi.

Ona bakarak gülümsediğini fark etti ve gülümsememe karşılık verdi.

İlerleyerek yanına gittim ve sarıldım.

"Hey ben neyim burda?"

Sitemli sesiyle konuşan Luke'u ikimizde takmamıştık.

"Çok güzel kokuyorsun."

Jackson'un kulağıma fısıldamasıyla aynı şekilde cevap verdim.

"Sende öyle bebeğim."

"Hey hey sarılmayı kesin artık. Kendimi evlatlık çocuk gibi hissediyorum sürtükler."

Zırlayan Luke'un cırtlak sesine daha fazla dayanamayıp sarılmayı kestik.

Zayn'den

Gözlerimin önünde sarılmalarını izliyordum. Delirmek üzereydim ve dolan gözlerimi hala onların üstünde tutuyordum. Yumruk yaptığım elimi sıkmaktan avucumun içinin yandığını hissettim. Umrumda değildi. Kalbimin acısı elimin acısını çoktan geçmişti.

Konuşacaktım, her ne olursa olsun Ellie'ye her şeyi anlatacaktım. Ondan isteyerek ayrılmadığımı bilmesi lazımdı.

Daha fazla dayanamayarak koşar adımlarla üçlünün yanına gittim.

...

Hızlı adımlarla yanımıza yaklaşan Zayn'i fark ettiğimde çoktan yanımıza varmıştı.

"Ellie, konuşmamız gerek takip et."

Hiçbir şey söylemeden geldiği yolu geri dönmeye başladı. Jackson ve Luke'un soru dolu bakışlarına gülümseyerek karşılık verdikten sonra hemen geleceğimi söyleyerek Zayn'i takip etmeye başladım.

Kimsenin olmadığı ağaçlık bir alana gelmiştik. Ağacın altında duran bedenin yanına doğru adımladım.

"Evet ne oldu? Neden çağırdınız Bay Malik?"

"Sikeyim Bay Malik'ini. Sikeyim her şeyi, herkesi..."

Bağırarak karşılık vermesini beklemediğim için şaşırmıştım.

"Ellie, daha fazla dayanamıyorum. Bilmediklerin var ve hepsini öğreneceksin. Senden bile isteye ayrılmadım ben amınakoyayım. O piç kurusu beni seninle tehdit etti."

Kim onu benimle tehdit etmişti? Ayrıca o ağlıyor muydu?

"Seni kendimden daha çok seviyorum. Kaç gündür ölüyorum ben amınakoyayım. O çocukla gözümün önünde sarılışını izlerken acı çektiğimin farkında bile değilsin değil mi?"

Yanlış anlamasına izin veremezdim.

"Zayn... Jackson gay."

Söylediklerimle akan gözyaşları durdu ve gözleri büyüdü. Birkaç saniye kendine gelmeye çalıştı.

"Ne? Ciddi misin?"

Bir anda gülmeye başladı. Ani ruh değişiklikleri beni korkutmaya başlamıştı. Ne sanmıştı, kendisinden ayrılır ayrılmaz sevgili bulacağımı falan mı amınakoyayım?

"Ciddiyim. Anlatmaya devam et, kim kimi tehdit etti?"

Ellerini yumru yaparak konuşmaya başladı.

"Dekan pezevengi. Kim bilmiyorum ama birisi bizi birlikteyken görmüş ve fotoğraflarımızı çekmiş Ellie. Sonra da dekana yollamış. O piçte dersten önce beni yanına çağırdı ve senden ayrılmamı istedi. Bende kabul etmeyince seni okuldan atabileceğini söyledi. Yapamazdım... zaten bu ilişki için en başında, duyulur da mesleğim ve eğitimin zarar görür diye çekiniyordun. Bende senden ayrılmak zorunda kaldım. Hatta o gün derse ilk kez geç kalmıştım hatırlıyor musun?"

İlk kez derse geç kaldığı gün demek ki dekanın yanından geliyordu...

Söyledikleriyle her şey yerine oturmaya başlamıştı. O beni korumak için her şeyi göze almıştı, ben ise aptal gibi sadece onu suçlamıştım.

"Özür dilerim sevgilim. Canım yanıyor."

Ağlayarak söyledikleriyle daha fazla dayanamayarak ona sımsıkı sarıldım. Çok geçmeden daha çok yakınlaştırdı bedenlerimizi.

"Özledim. Bende özür dilerim, üstüne fazla geldim."

"Normal, hiçbir şey söylemeden ayrıldım. Beni anlamanı bekleyemezdim ki..."

Sarılmayı bırakıp gözlerine bakmaya başladım.

Daha fazla kendimi tutmayacaktım.

Dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim. Ağlamaktan kızarmış ve ıslak dudaklarını ısıtmak istercesine öpüşümü derinleştirdim. Karşılık vermeye başlayarak gittikçe derinleşen öpüşmemizi sırtımı ağaca dayayarak devam ettirdi.

"Sikeyim o kadar özlemişim ki..."

Dudaklarını dudaklarımdan çekmeden konuştuğu için sesi boğuk çıkmıştı ama dediğini anlamıştım.

Fakat aklıma takılan bir soru kalmıştı...


Vote için teşekkürler, iyi okumalar bebeklerim<3

math teacher || zmalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin