XXIX) final 2/2

504 19 15
                                    

Elbiseyi giyindikten sonra makyajımı yapmaya başladım.

Sonunda hazır olduğumda buluşma saatimiz gelmişti.

Zilin sesiyle son bir kez daha aynaya bakıp kendimi hazır olduğuma ikna ettikten sonra kapıya doğru ilerledim.

Topukla ayakkabılarla zorlansam da bugün için buna katlanabileceğimi düşünüyordum.

Kapıyı açtığımda siyah takım elbisesiyle ve düzenli saçlarıyla duran afet Zayn'le kısa süreli bir kalp krizi geçirdim fakat kendimi topladım.

"Siktir. Ben, ben bu kadar yakışacağını hayal etmemiştim. Hayır yani yakışacağından emindim de zaten... Ama bu biraz, fazla, çok, hatta baya acımasız olmuş. Acaba çıkarsan mı? Gerçi kimse görmeyecek sıkıntı yok."

Kendi kendine konuşan Zayn'le onu incelemek için zaman kazanıyordum. Konuşsun, hatta hiç susmasın da bende hayranlıkla onu izleyebileyim...

"Sende çok fena olmuşsun. Hatta baya bir fena."

"Ah biliyorum bebeğim her zamanki halim."

Egonu sikebilir miyim ya?

"Hadi gidelim güzelim."

Anahtarı alıp çıktıktan sonra apartmandan aşağı inmeye başladık.

Zayn'in olduğunu düşündüğüm arabaya bindikten sonra yola çıkmaya başladık. Daha nereye gideceğimizi bile bilmediğim o yola...

"Çok uzak mı?"

"Yarım saat civarı sürer güzelim."

Kafamı onaylama amaçlı salladıktan sonra camları açıp esen rüzgarı içime çektim. Deniz kenarından gittiğimiz için çok güzel kokuyordu.

...

Yarım saat süren yolculuğun sonunda hala bir yerlere varamamıştık.

"Yarım saat demiştin sanki hani?"

"Geldik zaten güzelim."

Etrafa anlamayan bakışlarla bakarken denizden yukarda bir uçurumda durmuştuk. Arabadan ilk kendisi indikten sonra gelip kapımı açtı ve bende indim.

"Sürprizin beni öldürmek falan mı? Uçuruma gelmek için elbiseyle takım elbise mi giyindik şimdi biz?"

Gülmeye başlamasıyla sinirim bozulduğu için bende gülmeye başladım.

"Elimi tut ve kendini bana bırak."

Ellerini tuttuktan sonra ilerlemeye başladık. Gördüğüm merdivenlerle rahatlamıştım. Baya bir uzun süren merdiven macerasından sonra deniz seviyesine indiğimizde gördüğüm manzarayla konuşmayı unutmuştum.

Bu... kabul etmeliyim bu baya bi iyiydi.

Gül yapraklarıyla hazırlanmış yolda yürürken, yolun sonundaki denizde duran tekneye bindik. Şaraplarla ve mumlarla hazırlanmış masa öylesine kusursuz görünüyordu ki, her yere hayranlıkla baktığımdan emindim.

"Umarım beğenmişsindir sevgilim. Gel bakalım..."

Tuttuğu ellerimle ilerleyerek sandalyeyi çekip oturmamı sağladı. Kendisi de tam karşıma geçtikten sonra heyecanlı çıkan sesimi engellemeden konuştum.

"Burası inanılmaz güzel olmuş. Teşekkür ederim sevgilim, gerçekten çok beğendim. Seni seviyorum."

"Beğendiğine sevindim, bende seni seviyorum güzelim."

...

Teknede romantik bir şekilde geçen saatlerimizle yemeğimizi yemiş ve sohbet etmiştik.

"Ellie."

İsmimi onun sesiyle duymak o kadar güzeldi ki...

"Zayn."

Aynı şekilde bende onun adını tekrarladıktan sonra ayağa kalktı. Her hareketini kesintisiz izliyordum. Elini ceketinin iç cebine atıp bir kutu çıkardığında gözlerimin büyümesine engel olamamıştım. Yavaşça daha yakınıma gelerek sandalyemin dibinde diz çöktü. Elindeki kutuyu açıp bana çevirdikten sonra konuşmaya başladı.

"Belki erken dersin bilmiyorum ama ben artık sensiz uyanmak istemiyorum Ellie. Tamamen benim olmanı istiyorum, benim karım olmanı. Hayat arkadaşım olur musun? Benimle evlenir misin sevgilim?"

Sözleriyle o kadar etkilenmiştim ki benden bir cevap beklediğini bile unutmuştum.

"Sikerler erkenini, evet seninle evlenirim Zayn."

Gülümseyerek eğildiği yerden kalkıp kutudan çıkardığı yüzüğü eline aldı ve parmağıma taktı.

"Seni seviyorum..."

Sözlerinden sonra dudaklarımda hissettiğim dudaklarına karşılık vermeye başladım.

Ben onu gerçekten seviyordum...




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
math teacher || zmalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin