III) chance

1.6K 48 26
                                    

Hazırladığım makarnayı sanki elli yıldır açmışım gibi yerken aynı zamanda yeni sezonu gelen Dark'ı izliyordum. Tanrım dizi en az hayatım kadar karışıktı.

Yemeğimi bitirdim ve diziye sonra devam ederim diyerek bilgisayarı kapatıp mutfağı topladım. Saate baktıktan sonra buluşmak için iki saatin kaldığını fark ettim. Bir saatimin yola gidebileceğini düşünerek hazırlanmak için odama çıktım.

Odama çıkıp çiçekli crop-momjean kombini yapıp giyindim ve toplu saçlarımı açtım.

Geçen zamanla beraber makyaj hariç her şey bitmişti. Pastel turuncusu rengini sevdiğim için farı da o renk yaptım ve göz kalemiyle lip stick sürdüm. Sonunda işim bitmişti. (Fotoğrafı medyadan bulabilirsiniz.)

Çok geçmeden telefonuma bildirim geldi.

*3 yeni okunmamış mesaj*

Jerrie : Hey ben hazırım. Umarım sende hazırsındır. Konumu atıyorum. (20.13)

<konumu görmek için tıkla>

Yola çıktım tam şu anda aniden ve dönmicem seni tekrar görmeden Ellieaşkım (20.14)

Ellie : Bende hazırım çıkıyorum...

Jerrie'nin attığı konuma baktım ve anahtarı alıp evden çıktım.

Yakınlardaki taksi durağına adımladım ve adama konumu gösterdim.

Yaklaşık kırk dakikalık yolun ardından kapıda korumaları olan kulübe vardık. Taksiciye parasını verdikten sonra Jerrie'yi aradım.

"Hey sen içeriye geçtin mi yoksa dışarda mısın?"

"Tam kapının önündeyim hayatım."

Uzaktan el sallayan birisi dikkatimi çekti. Hatta durun bir dakika el falan değil bildiğiniz kol sallayan birisi... Tabi ki Jerrie!

"Gördün mü bak el sallıyorum sana."

"Gördüm maalesef, geliyorum geliyorum. Sallama artık kolunu. Pardon elini."

Etraftakilerin garip bakışlarına gülümsemeden edemedim. O gerçekten garip ve eğlenceli biriydi. Tanışmamış olsak, muhtemelen depresyonda gibi dördüncü tabağım olan makarnayla ve Dark'ın son bölümüyle bakışıyordum.

Topuklu ayakkabılarım ve ben, sonunda Jerrie'nin yanına ulaşmayı başarabilmiştik.

"Bir insan topuklu ayakkabıya bu kadar yabancı olamaz Ellie. Resmen diken üstünde yürüyor gibisin."

"Her gün topuklu ayakkabı giyiyor değilim ya Jerrie..."

Kalabalıktan ötürü zorla kapıya gelebilmiştik. Korumalara kimliğimizi gösterdikten sonra içeri geçmemiz için çekildiler.

İçerisi alkolle karışık ter kokuyordu gibi sıradan bir bilgi vermeye gerek duymuyorum. Kulüpte alkolden başka ne kokabilir ki Tanrı aşkına?

Kalabalık olarak gelen gruplardan olmadığımızdan dolayı Loca'da oturmak yerine barmenin etrafındaki sandalyelerden birine oturup birer viski istemiştik.

"Tanrım sonunda kulübe saklanmadan girebildim. Los Angeles'tayken sürekli kaçak girmeye çalışırdım ve her defasında da kovulurdum."

Jerrie'nin söylediklerine istemsizce güldüm.

Aklıma Olive'in, kız arkadaşını kendisini aldatırken yakaladıktan sonra yanımıza geldiğinde ona teselli vermek yerine gizlice bir bara girmeye çalışıp -bakın çalışıp diyorum çünkü içerde bulunma süremiz yaklaşık 3 dakika falandı- girdiğimiz bara baskın atılmasıyla karakola düşmemiz ve ailemizden yediğimiz azarla Olive'in kız arkadaşının ismini bile unuttuğu gelmişti. Olsun sonuçta biricik arkadaşımız aldatıldığını unutmuştu öyle değil mi?

math teacher || zmalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin