5

317 35 66
                                    

-
iyi okumalar

Uykulu olmanın verdiği etki ile sendeleyerek merdivenden iniyordum.
Salona girdiğim sırada korkarak geriye doğru sıçradım, Jihoon yerde uyuyordu .

Yanına giderek kafasının ucuna eğildim. Hyunsuk gece buraya gelmişti ama şu an yoktu.
Gitmişti, gecenin o saatinde geri evine mi gitmişti her neyse o saatte buraya gelen geri gidebilirdi sonuçta.

Jihoon' un omzundan tutarak onu kaldırmaya çalıştım.
Yandaki koltuğun üzerine yatırdım onu.
Gece geç uyumuştu, kahvaltıyı hazırlamalıydım.

Kahvaltılıkları hazırlarken bir yandan omlet yapıyordum.
Jihoon omleti çok severdi.

Kahvaltı hazır olduğunda Jihoon' u uyandırmak için yanına gittim. Hâlâ uyuyordu.

"Jihoon hadi uyan, kahvaltı hazır."

"Jihoon."

"Jihoon hadi."

"Haruto kapıda Jihoon kalk çabuk eve gelmeye çalışıyor."

Jihoon dudaklarını aralayarak konuştu.

"Umurunda değil gelsin."

"Jihoon tamam hadi kalk yok Haruto zaten,  kahvaltı yapıcaz kalk çabukk."

Jihoon sinirlenerek olduğu yerden kalktı. Merdivenlere doğru giderken, "Kahvaltı?" diye sordum.

"Bir şey yemicem, beni düşünme kuzenini eve çağır."

Ardından bakakalmıştım sadece.
Hyunsuk ile gece arasında kesinlikle bir şey olmuştu.

Mutfağa giderek kahvaltımı yaptım. Aradan geçen yarım saatin sonunda mutfakta işim bitmişti.

Telefonum çaldığında ekrana bakarak gülümsedim. Doyoung arıyordu. En yakın arkadaşımdı.

"Alo Doyoung."

"Yoshim çok özledim, nasılsın?"

"Ben de çok özledim."  gözümden akan yaşı silerek devam ettim,"İyiyim ben, asıl sen nasılsın?"

"İyiyim, pek zamanım yok sana bir şey söylemek için aradım."

"Kötü bir şey mi oldu Doyoung? Gerçekten iyi misin?"

O saçma ama komik gülümsemesi ile gülmüştü.

"Hayır hayır, yarın dönüyorum."

Aklım durmuştu sanki, "Doyoung sen ciddi misin?"

"Hmhm."

Dönüyordu geri buraya. Ellerim heyecandan titrerken Doyoung' un sesini tekrardan duydum.

"Şimdi kapatmam lazım uçağa bindiğim zaman sana haber vericem, görüşürüz Yoshim."

"Görüşürüz."

Telefon kapandığında mutluluktan ağlayan gözlerinde oluşan ıslaklığı sildim. Doyoung yarın gelicekti fakat onu buraya getiremezdim.
Jihoon, Haruto ve Jaehyuk onu sevmezdi, Mashiho zaten daha önce onu hiç görmemişti.

Penceren kararan havaya takıldı gözlerim, masamın başından kalkarak çizdiğim Asahi' nin portresine çevirdim gözlerimi, hayran hayran baktım. O bir resimde bile mükemmeldi. Her detayı yıllarca çizilmeye çalışılmış gibiydi, bir sanat eseri gibiydi.

Odamdan çıkıp kapımı kapattığımda ev beni ürpertmişti, Haruto' nun cadı kahkahasından daha korkunçtu bu sessizlik. Jihoon hâlâ odasındaydı Haruto ise bir saat önce eve gelip odasına geçmişti.

cherry - yosahiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin