uzun zamandir bolum atmiyordum, uzgumun okulumda bir problemler var ve cok yorgunum. unutulmamak icin bu bolumu yaziyorum ama ne kadar iyi olur bolum bilmiyorum.
iyi okumalar🥺❣️
Doyoung ile vedalaşmamın üzerinden saatler geçmişti ve hiç aramamıştı. Her akşam Junghwan' ın mezarına gideceğini söylemişti. Belki oradadır.
Pek uzatmadan odamın ışığını kapattım. Haruto ve Jihoon hâlâ bana biraz soğuk yapıyordu.
Bir gün pişman olacaklarını biliyordum..
Üzerimi değiştrip yatağıma girdim.-
Doyoung' un attığı mesajı açarak yürümeye devam ettim.
Okurken durduğum mesaj ile arkama geri baktım.Japonya' ya gidiyorum.
Neden oraya gidiyordu bilmiyordum ama şu an eve dönmek zorundaydım Doyoung evde değildi.
Eve dönüş yolunda, kenarda oynayan çocuklar gözüme ilişti. Ne güzel gülümsüyorlardı hayatın zorluklarını bilmeyerek. Üzüldüm onlar için, yaşayacakları binlerce zorluk vardı önlerinde, çoğunun.
Keşke hep çocuk olarak kalsaydım.Haruto kapıyı açtıktan sonra konuştu "Jihoon hyung evden çıktı."
"Nereye gitti?"
"Bilmiyorum söylemedi.. kafası allak bullak olmuş. Hyunsuk hyung kaybolduğu için."
Ellerimi saçlarımın arasından geçirip düşündüm nerede olduğunu. Evet bir tahminim yoktu sadece düşünmek istemiştim.
Telefonum çaldığında Haruto arayan kişinin adını okuyunca yanımdan uzaklaştı. Doyoung arıyordu.
Evin kapısını açıp dışarıya çıktım.
"Doyoung ne işin var orada?"
"Hyunsuk, Japonya' da. Onu bulmaya geldim."
"Ne? Ciddi misin?"
"Evet Kore' de kullandığı hattı kapattığı yer havalimanıydı, uçak biletlerini kontrol ettim, oraya gitmiş. Ben de az önce uçaktan indim zaten."
"Doyoung neden haber vermedin gitmeden önce."
"Gece belli oldu her şey, uyanmanı istemedim. Gelirim zaten bir iki gün sonra Hyunsuk' u bulursam."
"Tamam Doyoung, dikkat et kendine. Bir şey olursa haber ver meraklandırma beni."
"Tamam Yoshim, oradakilere bir şey söyleme, onu bulduğumda Kore polisi bulmuş gibi yapacağız zaten, benimle bir alakası olduğunu bilmeyecekler."
"Peki görüşürüz." daha fazla meşgul etmemek için telefonu kapattım.
Doyoung, Hyunsuk' u bulacaktı, fazlasıyla güveniyordum ona.
Evin kapısı açılırken kapıya doğru baktım.
"Hayırdır nereye Haruto?"
"Junkyu' nun yanına gideceğim. Asahi hyungu görürsün sen de gel hadi."
Asahi' mi evet geliyorum tabi.
"Olur, elbette gelirim."
Haruto gülerken ona eşlik ettim.
"Asahi bize sinirlimidir?"
"Sanmıyorum, Jihoon hyunga sinirli bence o."
"Belki.."
~
Junkyu kapıyı açarken gülümsedi. Etrafa enerji saçıyordu bu çocuk.
"Hoşgeldiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cherry - yosahi
Fanfictionyaşamam lazımdı çünkü henüz onun dudaklarını öpmemiştim ©ekinsafsar, 2021.