Başımın ağrısını es geçersek huzurlu ve mutlu hissediyordum. Yatağımdan çıktıktan sonra yüzümü yıkayıp odadan çıktım. Evde ses yoktu herkes uyuyor olmalıydı. Merdivenlerden inmeye başladım, akşam Asahi' nin beni öptüğünü tekrardan hatırlayınca büyüğünden bir gülücük oluştu yüzümde. Salona girince Jihoon ve Haruto' yu gördüm. Telefonlarıyla oynuyorlardı. Koltuğun birine oturarak "Günaydın." dedim. Haruto gülerken Jihoon' da güldü ve "Tünaydın." dedi.
Saat kaç olmuştu ki? "Tünaydın mı?" diye sordum. Haruto başını telefondan kaldırarak bana baktı. "Saat ikiye geliyor." Saatlerdir nasıl aralıksız uyumuştum. "Salondan gelicem diye kalktın geri gelmedin." dedi Jihoon. Aklıma yine öpüştüğümüz an gelirken gülmemek için kendimi tuttum. Onlara anlatıp utanmak istemiyordum. "Sana bakmaya geldim uyuyordun." Haruto cümlesini bitirirken kaşlarım çatıldı. Ne ara odama gelmişti? "Hyunsuk rahatsız olduğunu düşündüğünden geçmiş olsun dedi." Jihoon telefondan başını kaldırıp bana bakarken "İyisin değil mi Yoshi?" diye sordu. Yavaşça kafamı sallarken yine Haruto konuştu. "Bir gün cidden hepimiz bir yerlere gidelim Asahi Hyung dönünce." Asahi mi? "Asahi nereye gitti ki?" diye sordum korkakça. Haruto bana bakıp telefonuna geri döndü. Telefonunu yere atmamak için zor tutmuştum kendimi. "Sen odana çıktıktan sonra Asahi Hyung bizimle vedalaştı, ve şey sen müsait değilsindir diye yanına gidip seninle vedalaşmadı." Bunlar ne demek oluyordu? Ben hiçbir şey anlamamıştım. "Asahi nereye gitti?" Haruto telefonunu yanına koyarak "Londra' ya gitti. Bazı işleri varmış, bir okul işi falan pek bilmiyorum ben de." Sözleri canımı yakarken "Evden tam olarak ne zaman gitti?" diye sordum. "Bu kadar niye takıldın bilmiyorum ama sen yukarıya çıktıktan sonra çok geçmeden evden gitti işte valizini falan hazırlaması lazımmış." Yavaşça ayağa kalkarak yürümeye başladım. Arkamdan "Mutfakta senin için bir şeyler var, onları ye Yoshi." diye bağırdı Jihoon. Mutfağa yönelmeden merdivenlere ilerledim. Basamaklara teker teker basarken ağlamaya başladım. Rüya görmüştüm, gerçi çok hatırlamıyorum sadece Asahi' nin beni öptüğünü benim de onu öptüğümü hatırlıyordum. Her şey o kadar gerçek gibiydi ki.. Yaklaşık on beş dakikadır rüyamı gerçek sanarak aptal düşüncelere dalmıştım. Üstelik gitmişti buradan. Uzaklara.
Soluduğum hava bir katman daha küçülerek baskı uygulamıştı sanki bana. Göğüs kafesim darlaşarak kalbime bir ağrı yaşatıyordu. Japonya' ya gittiğim sırada zaman hiç geçmemişti. Asahi' yi görememiştim ve şimdi yine onsuz kalmıştım.Ben sadece onda dinlenmek istiyordum çok yorulmuştum, gücümü kaybetmiştim. İçimde beni yiyip bitiren bir böcek var gibi hissediyordum. Acıyı içimde yaşıyordum ve bu acıya rağmen o acının bağımlısı olmuştum. Asahi' yi çok seviyordum onca şeye rağmen.
Odamın kapısını açıp içeriye girdiğimde başımda tekrardan oluşan o ağrı ile yatağıma bıraktım kendimi. Gözlerimden oluk oluk akan gözyaşlarım yatak çarşafımı ıslatırken elimin yanında olan yastığımı sıktım bir elimle. Titreyen telefonumu yastığı bırakarak elime aldım. Neden elime almıştım bilmiyorum ama almıştım elime. Tanımadığım bir mumaradan mesaj gelmişti "Selam!" diye. Bir de bu sapıklarla uğraşamazdım. Bu sıralar yabancı numaralardan mesaj gelme durumu oldukça artmıştı. Geçenlerde Jihoon' da bir numaradan almıştı. Her neyse.Numarayı engelleyerek tekrardan yatağa fırlattım. Asahi acaba şimdi neredeydi? ne yapıyordu? kim vardı yanında? hepsini deli gibi merak etmiştim. Geçmek bilmeyen baş ağrım için ilacımı içtim ve yatağımın örtüsünü kaldırıp içine girdim.
Uyumaya çalışıyordum ama uyuyamıyordum başımın ağrısı şiddetlenmişti. Stresli olduğum her an baş ağrım yeminliymiş gibi anında canımı acıtmaya başlıyordu. Asahi' yi son kez görmek isterdim gitmeden önce. Keşke gelip benimle vedalaşsaydı. Son kez kiraz kokusunu içime çekmek istemiştim. Aklımda kalan tek şey rüyaydı. Lanet olsun ki rüyanın çoğu yerini hatırlamıyordum.
Küfür ettim bir tane kısık sesimle.-
Gözüm kurumuştu artık ağlamaktan, başımın ağrısı hâlâ geçmemişti. Kafamı duvarlara vurmak istiyordum. Bu acıya dayanamıyordum artık. "Haruto." diye bağırdım odamda. Saat kaç olmuştu? Bilmiyordum. "Haruto." Duymuyordu. Odamdan çıkıp merdivenlere yöneldim. Elimin birinden duvara tutunarak destek almaya başladım. Gözüm karardı birden. Nereye bastığımı bilmeden ayağım gitmişti bir yere. Canım acırken sesler duydum. Düşmüştüm merdivenden.
Jihoon' un sesini duymaya başladım bir şeyler diyordu. Sonra Haruto' nun kalın sesini işittim. Oldukça yüksek çıkıyordu sesi. Hâlâ canım yanıyordu, fazlası ile.
-bolum sonu;
06.03.22
15:03finale az kaldi demistim bu yuzden bolumleri daha kisa kisa atmaya karar verdim.
umarim bolumu begenirsiniz.
tesekkur ederim okudugunuz icin.💎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cherry - yosahi
Fanfictionyaşamam lazımdı çünkü henüz onun dudaklarını öpmemiştim ©ekinsafsar, 2021.