ilk hikaye oldugu icin heyecanliyim, umarim begenilir.
Japonya' dan geleli bir ay olmuştu, yaz tatilinde olduğumuz için okul yoktu. Kararan havaya aldırış etmeden basketbol oynamaya devam ediyorduk. Pes edercesine yere yatan Haruto gülerek "kaybettik" demişti kas yığını Jihoon' a.
Jihoon sadece gülümseyerek yere uzanmıştı. Jaehyuk kazandığımız için birden belime atladı.
Kazandığımız maçın sevinciyle neredeyse benim kadar ağır olan Jaehyuk' u basketbol sahasının içinde döndürdüm.Basketbol sahasından çıkarak, kenarda olan çimlere gittik. Jihoon "pizza yiyoruz o zaman dedi"
Kafamı sallayarak onu onayladım. Jaehyuk yorgunluktan çimlere uzanmıştı. Jihoon telefonundan siparişi vererek yere uzanmıştı tekrardan.
Aradan geçen birkaç dakika sonrasında, onlar geldi.
Dört kişiydiler, ellerinde olan topla yürürken onları izliyordum. Haruto yattığı çimlerin üzerinden kafasını kaldırarak konuştu "Hayir bu cok seksi.""Ne hangisi?" Jihoon şaşkınlıkla sorarken Haruto tekrardan konuştu "Şu siyahli gerçi şu çocuk hariç hepsi siyah ama, boyu en uzun olan."
Haruto gözlerini ovarak o tarafa bakıyordu, "Haruto!" diye bağırdım.
Sanırım fazla bağırmıştım. Onlar duymuştu. Haruto' nun gösterdiği çocuk yandakilere bir şey söyleyip yanımıza doğru gelmeye başladı. Haruto' nun gözleri sonuna kadar açılırken elimi tutup kalbine götürdü, nasıl?Kalbi çok hızlı atıyordu "Be-ben aşık olmuşum." Haruto sustu çünkü o çocuk yanımıza gelmişti.
"Hey selam." gülümseyerek konuşuyordu.
Haruto bir şey diyeceği sırada saçma şey söyler korkusuyla ben konuşmuştum. "Selam."
"Aa şey biliyorum neden geldiğimi merak ediyorsunuz, biz basketbol oynamaya geldik ve her geldiğimizde sizde burda oluyorsunuz, bir maç yapalım mı diye soracaktım." dedi çocuk.
"Evlen- Ahhh! ahaha olur olur neden olmasın." Haruto' nun karnına dirseğimi geçirdiğim için bağırmıştı.
Bizi onaylarcasına yanımızdan gitti. "Aslında bugün yorulmuştuk, yarın oynasak?" diye sordu Jae.
"Hyung lütfen, lütfen." diye yalvarıyordu.
Jae, Haruto' nun ısrarlarına tahammül edemeyeceğini bildiğinden bir şey demeyerek kabul etmişti.
Yanlarına vardığımızda kalbim deli gibi atıyordu, ilk defa ona bu kadar yakındım.
Yanımıza gelen çocuk konuşmaya başladı "Önce tanışalım ben Junkyu." diğerlerine bakıp konuşmaya devam etti. Eliyle hepsini işaret ederek konuştu. "Hyunsuk, Asahi ve Yedam."
Şaşkınlık içinde bakarken Haruto' nun yanımda kendinden geçtiğini gördüm. "Junkyu." diye fısıldadı, onların duyma ihtimali çok düşüktü.
Jihoon konuşmaya atladı.
"Ben Jihoon, Jaehyuk, Haruto ve Yoshi.""Siz ikiniz Japon' musunuz?" diyerek eliyle ve ben ve Haruto'yu gösterdi Yedam.
"Evet, sen de Japon olmalısın sanırım Asahi." Haruto aklımdan geçenleri söylemişti.
"Değilim, Koreli'yim." diye sert bir cevap vermişti Asahi.
"Ama ad-"
Haruto' nun sözünü böldü. "Adımın Japonca olması beni Japon yapmıyor, Koreli' yim." diye sertçe söyledi tekrardan.
O, o çok sert biriydi, Haruto üzülerek yere baktı.
Anlaştıktan sonra maça başladık, çok yorgunduk ama Haruto için gelmiştik. Aslında gelmemiz iyi olmuştu onun adını öğrenmiştim.
Asahi.
Son olarak topu elimde sektirirken yanıma Yedam' ın gelmesi ile topu Jihoon' a gönderdim. Jihoon potaya topu atarken kazandığımız kesinleşmişti onlardan üç puan önde belirlenen sınıra biz ulaşmıştık.
Maçın bitiminde birbirimizi tebrik ederek sahadan çıktık tekrardan çok fazla yorulmuştuk. Jihoon' un telefonu çalarken uzaklaşarak gitti. Hyunsuk "Bence size kazandığınız için yemek ısmarlamalıyız." Gerek olmadığını söyleyeceğim sırada Jihoon yanımıza geldi "Pizzacı aradı, siparişlerimizi unutmuş."
Aklıma hiç gelmemişti pizzalar, onları sipariş etmiştik ama Asahi' nin varlığı yüzünden unutmuştum.
"İyi o zaman pizzayı şimdi söyleyelim." Bizimkilere baktığımda Haruto şimdiden heyecanlıydı. Onları onaylayıp, çimlere oturduk. Asahi' de oturmuştu aramızda sadece Hyunsuk vardı.
Pizzaları Jihoon sipariş etmişti, pizzacıya bizim az önce pizzaları getirmeyi unuttukları kişilerin olduğunu söyleyince pizzacı pizzaları daha çabuk getirmişti.
Herkes pizza yerken Asahi yemiyordu, onun sert tavırlarından dolayı sormaya çekiniyordum. Arkadaşları bile bir şey demezken ben neden soruyordum ki?
Haruto' ya sertçe cevap vermesi beni sinirlenmişti, Haruto her ne kadar geveze olsa bile onun kalbi minicik şeye bile kırılırdı, Haruto ile beraber büyümüştük. Teyzemin oğluydu ve Haruto' nun kalbini kıran insanlardan nefret ediyordum ama o..
Asahi, ondan nefret etmemiştim sadece sinirlenmiştim.Pizzlar bitince yavaş yavaş herkes sohbet ediyordu Hyunsuk, Yedam, Jaehyuk ve Jihoon ile ciddi bir şey olduğunu düşündüğüm bir şey hakkında konuşuyordu, Haruto ise Junkyu ile biraz öteye gitmişti. Asahi hiçbiri ile ortak bir şey yapmayarak başka bir tarafa bakıyordu, yüzü bana dönük değildi ve ben ise onu izliyordum sadece yüzünün yanını görsem bile içimi mutlu etmeye yetiyordu. Ona bu kadar yakınken açık sarı saçlarına dokunmamak için kendimi zor tutuyordum. Baktığı yerden dakikalardır bakışlarını çekmiyordu, hipnoz olmuş gibiydi. Hyunsuk aramızdan çıkıp diğer tarafa gittiği için Asahi ile aramda biraz boşluk vardı sadece. Kafamı hafifçe uzatarak saçlarının dibine yaklaştım, ardından hemen kendimi çektim.
Diğerlerinin duymayacağı bir ses ile mırıldandım.
"Kokun çok güzel Asahi, çok güzelsin." Japonca konuşmuştum.elim ayagim titriyo
umarim kitabi batirmam
yazim yanlisim olabilir cok sey yapmayin
oy verip gidin bari👻👻
17.08.21

ŞİMDİ OKUDUĞUN
cherry - yosahi
Fanfictionyaşamam lazımdı çünkü henüz onun dudaklarını öpmemiştim ©ekinsafsar, 2021.