Yanından geçtiğimiz parkda oynayan çocuklar aklımda kalmışlardı. Keşke küçüklüğüme geri dönseydim. Her şey çok güzeldi. Onlarda büyüyünce küçülmek isteyeceklerdi. Doyoung' un arabasının camına kafamı koymuş yol kenarında gördüğüm insanlar ve binalara bakıyordum. Hâlâ bir ağrı vardı ama bu sefer dikiş atıldığından dolayı hissettiğim ağrıydı. Merdivenden düşünce alnımın saç bitiminin olduğu yere dört dikiş atılmıştı ben baygınken. Şu an ise biraz ağrıyordu. Deli gibi ağlamak istiyordum ama Doyoung anlamasın diye kendimi tutuyordum. Ağlamamak için bir şeyler konuşmaya başladım. "Doyoung bana piyano çalmayı öğretir misin?" Piyano çalmak hayalimdi ama hiçbir zmana gidip piyano çalmaya çalışmadım. Bu hayalimi gerçekleştirmeliydim yoksa çok geç olacaktı.. Doyoung çok iyi piyano çalabiliyordu, yıllardır çaldığını görmemiştim ama Junghwan ölmeden önce ki son doğum günümü kutladığımız gün çalmıştı. Junghwan ile beraber aldığı gitarı çalmıştım ben de. Jihoon ve Junghwan' da şarkı söylemişlerdi. Hatuto ise daha tam kalınlaşmamış sesiyle bağırıp duruyordu bizim performansımıza. O günleri çok özlemiştim. Junghwan yaşıyordu, ölümcül hastalığım yoktu, Asahi yoktu hayatımda ama mutluydum. Ağlamamak için konuyu değiştirmişken daha çok ağlayasım gelmişti. "Öğretirim." dedi. Sevinçle ellerimi birbirine çarptım. "Ama.." Bakışlarını yoldan ayırıp bana doğru döndürdü başını. "Uslu durursan." Önceden dediğim gibi Doyoung yanımdayken onu abim gibi, kendimi ise sanki küçük bir çocuk gibi hissediyordum ama, gerçekler farklıydı. Büyümüştüm. Evin önüne gelince arabayı durdurdu. "Şuna baksana." dedi elleriyle saçımı kaldırıp dikişin olduğu yeri ortaya çıkartarak. "Akıllı durmadığından başına ne gelmiş." Doyoung beni şirince azarlıyordu. İdolum olabilirdi, ona her zaman hayran olmuştum. Teşekkür ettim içimden ona, teşekkür ederim Doyoung diyerek. Gülümsedim bir şey demezken. Canım yanmıştı. Ondan ayrılacak olmanın düşüncesi beni harao etmişti. Tüm sevdiklerimden ayrılacaktım. Doktor her ne kadar daha belli değil dese de; sonuç belliydi gözlerinden anlamıştım. Beni korkutmak istememişti. Gözlerim dolmaya başladı, ben iyice sulu göz olmuş kendimi tutamaz hale gelmiştim. "Asahi için ağlamayı bırakmanı söylemiştim." dedi elini yanağıma uzatırken. Asahi için ağlamıyordum şu an ama öyle sanması daha iyi olmuştu. Yanağımı tutarak yüzümü kendisine çevirdi. Göz yaşlarımı sildi ve beni kendine çekip kocaman sarıldı. Benden minikdi vücudu ama kollarının arasında kaybolmak istemiştim.
Bir süre sonra benden ayrıldıktan sonra arabadan indi, benim kapıma gelmesini beklemeden kapıyı açarak indim. Kapımı açmasını gerektirecek kadar önemli bir şey yoktu, bu düşüncem ile hayatımın son aylarını yaşadığım gerçeği hesap sorarmışcasına bana bakıyor gibi hissetmiştim.Evin ziline basarken kapıyı Haruto açtı. Şaşkınca bize baktı "Bu gece orada kalacaktın, neden erken çıktın?" Doyoung kolumdan tutarak beni içeriye girdirirken Ruto' ya döndü. "Doktor gerek olmadığını söylemiş." Gerek olmadığı için değil, son zamanlarımı hastanede geçirmemek için hastanede değilim dedim içimden. Haruto diğer kolumdan tutarken içeriye doğru girdik. Jihoon koltuktan kalkarak "Geçmiş olsun Yoshi." dedi saçlarıma dokunurken. Sonra tekrardan konuştu "Evde iki dikişli Haruto ise bakıcımız oldu." İkimizde duruma gülerken. Haruto söylenmeye başladı. "Hizmetçi gelsin eve." Doyoung, Haruto' nun omzuma vurdu. "Sorun olmazsa burada kalacağım." Diyoung cümlesini Jihoon' a bakarak söylemişti. Jihoon kafasını bir kere eğdikten sonra "Sorun değil Doyoung." dedi. Haruto sevinçle Doyoung' un kucağına ağlamıştı. Hayır bu çocuk asla normalleşmeyecekti. Belki de normalleşecekti ama ben göremeyecektim..
Bir iki saat salonda oturduktan sonra, Doyoung' un yardımı ile odama geçtim uyumaya. Yatağıma başımı koyarken düşüncelerin bana ağırlık yapmaya başladı tekrardan. Yalnız kaldıkça daha çok beynimi kemiriyordu gerçekler. Asahi' yi özlemiştim. Ona sarılmayı deli gibi istiyordum. Elime telefonumu alarak ona mesaj atmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cherry - yosahi
Fiksi Penggemaryaşamam lazımdı çünkü henüz onun dudaklarını öpmemiştim ©ekinsafsar, 2021.