Deli&Manyak (Yarı Texting) İki Komutan

3. Bölüm

Demir Komutan

Askerlerim ile dağdan yeni inmiş ve yorgunluğumdan kurtulmak için bir duş aldıktan sonra hemen yatağıma girip uyumuştum. Sabah kalktığımda akşam telefonumu almadığımı hatırlayınca ayaklanıp yüzüme su çarptıktan sonra üniformamı giydim ve devreme bıraktığım telefonu almak için odadan çıktım. Telefonu bozulmuştu ve sözlüsüyle konuşmak için benim telefonumu ona vermiştim. Lojmandan çıkıp kışlaya doğru yol aldım. Bugün bölüğüme bir teğmen gelecekti ve işin kötü yanı şimdiye kadar hiç kadın askerim olmaması ve buraya gelen ilk kadın asker olmasıydı. Bu durum oldukça canımı sıkıyordu çünkü bildiğin kurtların içine kuzu bırakmak gibi bir durumdu.

Düşüncelerim arasında askeriyeye geldiğimde kantinde oturmuş çay içerken devremle dalga geçtiklerini gördüğümde yanlarına yaklaştım. Devrem Halil aval aval bakarak "Nineye bak lan. Beni resmen taziz etti." deyince arkadaşlar kahkaha atıp Yoksa sen heteroseksüel misin ağa?" diyerek yeni bir kahkaha tufanını kantine yaymışlardı. Kaşlarımı çatıp yanlarına gelince telefonumu direk Halil'in elinden aldım. En son mesajı okuduktan sonra "Ne halt yedin yine" demeden kendimi alamadım.

Halil olayı anlatırken bende mesajları okumuştum. Puşt saçmalamasına birde benim adımla konuşmuştu.

"Salak mısın Halil?"

"Hayda ninede öğle dedi."

"İyi o nineyi iyi araştır. Bakalım kaçıncı zincirli kuyuda 51. kocasını arıyor."

"Araştırdım dedim ya abi."

"Lan geri zekalı nerde görülmüş 90 yaşındaki kadının mesaj attığı. Birde random atacak, onu bırak arkadaşının adı Melis olacak ve partilere akacaklar. Her şeyi geçtim. Bu kadın argo konuşmayı nerden bilsin. Bildiğin seni yemiş. Birde benim adımı vermişsin geri zekalı."

" Hakikatten lan bende çok şaşırdım valla. Sen doksan yaşında bunları nasıl yapıyorsun demeden edemedim.   Hem senin telefonun kendi adımı neden vereyim ki?"

" Öylemi süzmecim. O zaman medeni halimi neden sözlü olarak belirttin? "

Sorumdan sonra kafasını kaşımaya başlamıştı. Düşünüyor diyeceğim ama   oda bir muanma yani. Elini sakallarında dolandırsıktan sonra" E seni dünya evine girmekten kurtardım. Nine bohçasını hazırlamaya gitmişti okumadın mı? " diye pişkince konuşmuştu birde.

Bu çocuk nereden karşıma çıktı ya rabbim. Kafasına elimle sert bir şekilde vurup" Allah'ın salağı" dedikten sonra oradan ayrıldım. Resmen benim adımı kullanmış o da yetmemiş salaklığının meziyetini de kılıfsız üzerimden oynamış. Açık havaya çıkınca telefondaki mesajları tekrar okurken yüzüme gülümseme yayıldı. Kızda normal değilmiş gerçi. Kim komutanım denen birisine ayak çeker ki? İçimdeki meraka engel olamayarak kim olduğunu öğrenmek için mesaj attım.

Ben: Adın ne senin küçük.

Nine: Hayda aldığın ders yetmedi mi? Git işine birader.

Ben: Dersi bana değil arkadaşıma vermişsin küçük. Şimdi adını söyle.

Nine: Emir mi veriyorsun? Ayrıca salaklığını örtmek için iyi yöntem. Söylesene baba parasıyla mı komutan oldun? Yoksa devletimizin çok zor durumda olduğunu düşüneceğim.

Ben: Haddini aşma sana medeni bir şekilde soru sorduk.

Nine: Medeniyeti öğrettiğime sevindim.

Nine: iyi günler.

Ben: Dedelerin mi yoksa konuşmana müsaade etmiyor?

Nine: Onlara kalsa okey oynamaya bir kişi daha isterler.

Ben: Normal değilsin farkında mısın?

Nine: Sen mi normalsin? Farkında mısın bilmiyorum ama biraz önce sana hakaret ettim ve hala benim ile konuşmaya çalışıyorsun.

Nine: Bu arada yine de demeden duramayacağım. Birader ben sana hiçbir zaman normalim demedim. Sen kaşındın bende kaşıdım nokta.

Ben: Cesaretine hayran kaldım ama tanımadığın biri hakkında bu kadar hükümlü konuşmanı sağlıyorsa ya aptalsındır ya da göremeyecek kadar körsündür.

Kimdi bu? Konuşma üslubu canımı sıkması yetmezmiş gibi neden tanımadığım birinin bu kadar ilgimi çektiğini de anlamamıştım. Kendimi silkeleyip eğitim için askerlerimin yanına geçtim. Birde yeni gelen komutanın belgelerini incelemem gerekiyordu. Hakkında ki duyumlarım iyi olmasa da beni uğraştırmamasını dilemekten başka bir dileğim yoktu şu an.