elli üç

2.6K 275 222
                                    

Selamün aleyküm bacımsular, finalden önceki son bölümle geldim sizlere🥺

Görüşmeyeli uzun zaman oluyor bölüm sonunda sohbet edelimmm🤝🏻

Nesquik Bağımlısı keyifli okumalar diler...

* * *

Uykumu bölen sesle birlikte göz kapaklarımı yavaşça araladım ve etrafa bakıp idrak etmeye çalıştım önce.

Evimizin tavanını bir süre daha izledikten sonra zor da olsa yattığım yerden kalkıp oturur pozisyona geçtim. Elimi yüzüme kapatıp gözlerimi ovaladım önce. Hala uykum vardı ama uyanmam lazımdı.

Yatağın yan tarafındaki masanın üstünde duran telefonuma uzandım ve alarmı kapattım.

Yan tarafımda hala uyuyan Asaf'a baktım ve yüzümde ufak bir gülümseme oluştu. Yüzündeki huzur dolu ifadeyle uyuyordu.

Ellerimi saçlarına dokundurdum usulca, korkutmadan uyandırmak için. Kahverengi ve hafif uzun saçlarını parmaklarıma dolarken bir yandan da uyanması için kısık sesle seslendim.

"Asaf?"

Ses yok. Bir kere daha seslendim.

"Asaaf?" dediğimde göz kapakları yavaşça açılmaya başlamıştı. Gözlerini tamamen açıp benimkilerle buluşunca gülümsedim ve diğer elimi yanağına hafiften vurdum.

"Günaydın prenses." dediğimde sessiz bir şekilde güldü.

"Sabah namazı vakti geçiyor kalk hadi." dedikten sonra ellerimi saçından ve yüzünden çekip ayağa kalktım.

Onun uykusu açılıncaya kadar gidip abdest alabilirdim.

Lavaboya gidip abdestimi aldıktan sonra odaya döndüğümde o da abdest almaya gitti. Ben de o sırada feracemi giyip başıma tülbent almıştım.

Çalışma odasına gidip iki tane seccade serdim.

Önümüzde büyük bir kitaplık ve yanında minik bir masa ve koltuk vardı. Bu odayı sadece kitap okumak, namaz kılmak ve çalışmak için kullanıyorduk. O yüzden çok sade ve sessiz bir ortamdı. İnsana huzur veriyordu.

Arkadaki seccadeye oturup Asaf'ın gelmesini bekledim.

Birkaç dakika sonra o da üstüne başına çeki düzen vermiş ve gelmişti.

Hiç konuşmadan önümdeki seccadeye geçti ve önce ikimiz de ayrı ayrı namazın sünnetini kıldık.

Ardından tekrar hiç konuşmadan cemaat olarak farz namazı kıldık. Bugün Nebe Suresini okumuştu namazda.

Her sabah cemaat yapardık ve her gün farklı bir sureyi okurdu. O kadar güzel bir sesle ve makamla okuyordu ki namaz kılarken huzurla doluyordum. Daha çok şükretmemi gerektiriyordu Asaf bana..

Namazı kıldıktan sonra yavaşça yerinden kalktı ve kitaplıktan bir tane Kur'an-ı Kerim ve bir tane de meal aldı. Meali benim elime verip gülümsedi ve tekrar öndeki yerine oturup bağdaş kurdu.

Boğazını temizleyip Tevbe suresini okumaya başladı.

Okuduğu her ayet sanki yüreğime işliyordu. İçimdeki değişik bir hüzün gözlerimin dolmasına sebep olurken Kur'an okuyan Asaf'a bakmak için kafamı kaldırdım.

Büyük bir dikkatle gözlerini Kur'an'a dikmiş, yüzündeki huzur verici bir ifadeyle okuyordu.

Gözümden bir damla yaş sessizce yanağımdan süzülüp yere düşerken onu izlemeye ve dinlemeye devam ettim. İstemsiz bir şekilde gözlerimden yaşlar sessizce akmaya devam ediyordu.

Kayıp Gülüşlerin Adresi ✓ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin