otuz dokuz

5.5K 720 323
                                    

Selamün aleyküm iman edenler✊

Gönlünüzden koparsa yıldıza da basarsınız sksjkdjd

🌻      🌻      🌻


Onun odasındaydım şimdi. Onun gibi kokuyordu heryer ama bir gün o koku da kaybolacaktı. Unutacaktım kokusunu. Alamayacaktım bir daha. O pembe yanaklarını öpemeyecektim bir daha.

Dolabına yönelip kapağını açtım. Gözyaşlarım durmaksızın bir şekilde akıyordu. İçimdeki acı bir şekilde dışıma yansıyordu ama asla o acı azalmıyordu.

Tülbentelerinden birine uzandı titreyen ellerim. Buz gibi olan parmaklarımı başörtüsüne doladım ve burnuma götürdüm. Onun gibi kokuyordu işte. Bu başörtüler artık burada eskimeye mahkum bırakılmıştı.

Anneannem hep başörtü almayı çok severdi. Desen desen alırdı kendine. Aldığında kendine yeni bayramlık alınmış minik çocuklar gibi sevinirdi. Hepsine geride bırakıp toprağa girmişti şimdi.

Gözlerimin önüne her gün bu dolabın önüne geçip başörtü seçtiği günler canlandı birdenbire. Kokusu ciğerlerimi yakıp kavururken hıçkırıklarımı daha fazla tutamadım. Tutamıyordum.

Derttaşımdı o benim. Anneme anlatamadıklarımı ilk ona anlatır, ilk ondan fikir alırdım. Çünkü o beni hemen yargılamazdı. Dinler dinler, tatlı dille anlatırdı herşeyi. Kızamazdı ki o...

Çok acılar çekmişti bu zamana kadar. Ailesinden, çevresinden görmediği eziyet kalmamıştı. O hayatını anlatır ben de ağlayarak dinlerdim. Her zaman mutfağın camının önündeki minderine otururdu. Işıkları da kapatır karanlıkta elimizde çekirdeğimiz ve çayımızla hem köyün ışıklarını izler, hem de sohbet ederdik. İçimi dökerdim. O da anlatırdı bazenleri.

Hayatta gördüğü acılara rağmen öyle güzel gülümsemesi vardı ki; insana bütün dertlerini unutturacak cinstendi. Çok sabırlı bir kadındı. İmtihandır deyip sabretmiş hep. Katlanmaması gereken insanlara bile katlanmış. Ona hep çok özenirdim bu konuda.

Çok nadir ağladığını görmüştüm. Eskiden çektiği eziyetleri anlatırken bazen gözyaşlarına tutamazdı. Hemen başörtüsünün ucuyla siler ve bana bir gülümseme yollardı. Bu gülüş, bir çok acı barındırıyordu oysa...

Orada ne kadar süre annaannemin başörtüsüne sarılıp ağladım bilmiyorum. Odanın neresine baksam o geliyordu gözlerimin önüne. Dedemle hergün bu odadan atışarak çıkışları...

Çökmüştü şimdi o adam...Bir haftada çökmüştü. Anneannemle birlikte dedemi de gömmüş gibiydik. Konuşmuyor, gülmüyor, yemek yemiyordu. Onunla birlikte kendini de öldürmüştü sanki.

Zordu. Onun için çok daha fazla zordu. Geçmişte anneanneme yaptıkları vicdan azabı çekmesine neden oluyordu. Vicdanının altında eziliyordu sanki. Onun ismini sayıklayarak ağlayıp duruyordu.

Annemle, ikisi sarılarak saatlerce ağlıyordu. Ben ise onları teselli ediyordum. Bir damla yaş bile akıtmıyordum. Güçlü durmak zorundaydım çünkü onların yanında. Dağılan onlar, toplaması gereken kişi de ben olmuştum. Abim de destek oluyordu benimle birlikte ama onun da gizli gizli ağladığına şahit olmuştum.

Ben de aynıydım. Akşama kadar annemgilin yüzü gülsün diye elimden geleni yapıyor, odama çekildiğim anda oturup kalıyordum öylece. Saatlerce boş duvarı izleyip ağlıyordum. Onunla yaşadığım anlar gözlerimin önünden hiç gitmiyordu ki...

Sonra kendimi sakinleştirip bir abdest alıyordum. Geçiyordum Rabbimin huzuruna. Kendimi sıkıyor sıkıyor en sonunda dayanamayıp ağlayarak kılıyordum namazı. Hıçkırıklarımı ise zor tutuyordum.

Kayıp Gülüşlerin Adresi ✓ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin