mavi_kelebekler, Hizmetçi hikayesinin yazarı e-postasına ulaşamadığı için 'Mavi_kelebekler2' devam ediyor. Desteği eksik etmeyelim.
Bölüm başında yaptığım duyuruları okumayıp, bir de YENİ BÖLÜM! diye sormayın. Bu konu da bana anlayış gösterin. Elimde olsa, hemen yeni bölüm eklerim. Ama sınavlarım başlıyor ve bölümler daha da geç gelecek. Umarım derdimi anlatabilmişimdir:)
Bölüm, @nazlikarabekir'e gidiyor :) Yorumlarıniçin çok teşekkürler ^^
Yorumlar için çok teşekkürler^^ İnanılmaz yürekli okuyucularım varmış da haberim yokmuş:) Ne desem az size^^
Keyifli okumalar.
ஜ 28.Bölümஜ
"Pusat, Engin Altan Düzyatan bu fotoğrafta çok yakışıklı çıkmış değil mi?"
Güneş elinde ki telefonu, Pusat'ın göreceği şekilde tuttu.
"Kızım sen beni dinden, imandan çıkarmak mı niyetin? Eğer öyleyse, hiç durma tam gaz devam. Doğru yoldasın."
"Ne dedim ben şimdi ya?" diyerek homurdandı. Onların bu çekişmeli hâllerine sırıtarak bakıyordum. Pusat iyileşeli üç haftaya yakın bir zaman olmuştu ve şu an çok iyiydi. Güneş de o olayda ki şokundan çoktan çıkmıştı. Ne kadar bunu belli etmemeye çalışsa da Pusat'ın üzerine çok düşüyordu. Pusat ne kadar bu durumdan şikâyet dolu hareketler yapsa da Güneş'in onunla ilgilenmesi çok hoşuna gidiyordu.
"Demediğin mi kaldı," diyerek, dişlerinin arasından tısladı. "Çek şu adamı gözümün önünden."
"Öyle deme, çarpılırsın sonra." Alayla konuşan Güneş'e, Pusat ters bir bakış attı.
"Ya sabır." Ellerini havaya kaldırdı.
Ayak seslerini duymamla, omuzumun üzerinden buraya doğru gelen kişi baktım. Sevim Anne, elinde bardakla beraber yanımıza gelmişti.
"N'apıyorsunuz çocuklar?" diyerek içten bir şekilde sordu. Sevim Anne'yi çok seviyordum. Her zaman içten davranması ayrı bir kere bile bana kızmamıştı.
"Oturuyoruz, Sevim Teyze."
"Sanki görmüyor oturduğumuzu." Pusat'ın cevabına ters bir şekilde konuştu Güneş. Pusat, umursamadı.
Sevim Anne, Pusat ve Güneş'in hâllerine gülümseyerek bakarken, elinde ki bardağı bana doğru uzattı. "Al kızım. Bunu iç kan yapar."
"Sağ ol anne." diyerek, bardağı elinden aldım. Elimde ki bardağa değişik bir şeymiş gibi baktım. Burnumu yaklaştırarak, kokusunu kokladım. Kokusunda bir sorun olmadığını fark edince, bardaktan bir yudum aldım. Tadını hissetmeye başlayınca, memnun bir şekilde gülümsedim. Tadı çok güzeldi ve iştahım artmıştı.
"Güneş, senin telefonunda erkek numaralarının ne işi var?" dedi Pusat. Sert sesi bu zamana kadar Pusat'tan duymadığım bir tondu. Yerimde irkildiğim de Güneş'in de benim gibi olduğunu anladım.
"N-ne e-erkek numarası?" diyerek, titrek bir şekilde konuştu Güneş. Pusat'ın bu tepkisini o da beklememişti.
Dişlerinin arasından tısladı. "Telefonun da ki erkeklerden bahsediyorum."
"He," diyerek, zorla gülümsedi. "Onlar mı?"
"Hıı, onlar ya." dedi alayla Pusat. Ama alayın yanında siniri de belli oluyordu.
Pusat, Güneş'i kıskanıyordu. Bunu o kadar çok belli ediyordu ki bunu görmemek için kör olmak gerekirdi. Pusat ve Güneş'in ilişkisini hâlâ çözememiştim. Çünkü; karışık bir ilişkileri vardı. Bir yaptıkları, bir yaptığına uymuyordu. Sevgililer hatta nişanlılar ama birbirleri ile kurdukları ilişki fazlası ile garipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşiretin Hanımağası
Fanfiction"Sen dün gece çok değiştin Zeynep." Dedi Kerem. Zeynep, Kerem'in cümlelerinden hiçbirşey anlamıyordu. "Ne demek istiyorsun?" Diye sordu Zeynep. "Sen dün gece şu toprakların hanımağası oldun." "Şu toprakları inletebilecek tek kadın oldun." "Sen dün...