2ஜ "Bacakların meydanda, bir daha giyme."

67.3K 1.8K 112
                                    


Her zaman yanımda olan okuyucularıma vermiş oldukları destek dolayı çok teşekkür ediyorum. Desteğiniz beni çok mutlu etti ve hikâye yazmaya teşvik etti. Hikâyeme yeni başlayanlara ve benimle yeni tanışanları da çok öpüyorum :* A.H hikayesinin sevilmesi beni çok mutlu etti. Çok teşekkürler :)

Bölümü "@Pofudukskr" ithaf ediyorum.İtfah isteyenler varsa yorumlarda belirtsin.

Zeynep

"Ben Evlenmem! Evlenemem." dedim çaresiz ve ağlamaklı ses tonuyla. Hep hayallerim de âşık olduğum adamla evlenmek vardı. Onunla güzel bir yuva kuracaktım. Ondan çocuklarım olacaktı. Şimdi ise adını bilmediğim bir adamla mı evlenecektım? Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başladı. Hayır! Ağlamayacağım. Kendimi ben bu zamana kadar güçsüz göstermedim, şimdi de göstermeyeceğim!

"Zeynep! Abin ve o kız ölsün mü istiyorsun sen! Vicdanın yok mu senin! Anneni hiç mi düşünmüyorsun sen! Evlat acısı mı çektireceksin sen ona!"

Annem... Benim için çoğu şeye katlanan annem. Şimdi gözlerime çaresiz bir şekilde bakıyordu. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Kabul etmezsem ölümle sonuçlanacaktı. Benim yüzümden mi olacaktı? Ben böyle bir vicdan azabıyla nasıl yaşarım?

"Baba n'olur! Onlar evlensin ama beni evlendirmeyin ben yapamam, tanımadığım bir adamla evlenemem. Bana bunu yapmayın."

"Zeynep töre böyle der! Yapacak bir şey yok sen bu evliliği kabul edersen abin evlenecek! Sende Kerem'le! Ama sen evlenmem dersen işte o zaman abinin arkasından bir fatiha okursun!" Babamın duygusuz sesine oldukça sinirlenmiştim. Gözyaşlarım akmak istiyordu. Yatağıma gidip cenin pozisyonunu alıp saatlerce ağlamak istiyordum. Yapabilir miydim? Başka bir adamla evlenebilir miydim? Gözlerim abime gitti. Beni her zaman koruyan abim... Şimdi ise köle gibi yere çökmüşlerdi. Yanındaki kız ağlamaktan helâk olmuştu. Ben bu vicdan azabıyla asla yaşayamadım. Kabul etmekten başka çarem yoktu. Ben ömrüm boyunca mutlu olamayacağım ama onlar mutlu olsun.

"T-Tamam." dedim sesimdeki titrek tonla.

#Yazardan#

Zeynep'in tamam demesinden sonra herkes derin bir nefes verdi. Özellikle Kerem'in içinde 'tamam' dedikten sonra bir rahatlama hissetti. Neden böyle hissediyordu kendide kestiremiyordu. Ama en iyisi her şeyi akışına bırakmaktı.

Merve, gözyaşlarını tutamıyordu. Gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Yıllarca gizliden gizleye onu seyretmişti. Davranışlarına, hareketlerine... Şimdi ise ablasıyla mı evlenecekti? Zeynep'e karşı içinde anlayamadığı hisler beslemeye başladı. Onun elinden aşkını çalmıştı diye düşünüyordu. Ahmet Bey ise gelinini şöyle bir süzdü 'tam aradığım gelin' diye geçirdi içinden. Hem çok güzel hem de çok cesur! Onun gibi.. Yıllar önceki âşık olduğu kadına o kadar benziyordu ki. Demet Hanım hem oğlunun ölmeyeceğine seviniyor, ama kızının hayatına karardığına karalar bağlıyordu. Zeynep onun için çok farklıydı. Kendi hayallerini yaşayamamış ama Zeynep'in yaşaması için tüm çabasını göstermiş ve başarmıştı. Ama onca yıllık hayalleri bir gecede yıkılması tüm hücrelerinin birden ağlamasına neden oluyordu.

Kerem hayranlıkla karşısındaki kıza bakıyordu. Ah, çok güzel diye içinden geçirdi. Dolgun dudakları, ince zayıf bedeni, belirgin kıvırcık saçları, düzgün fiziği... Her erkeğin tam isteyeceği bir kızdı. Dikkatini dar olan pantolonuna çevirdi.Bacaklarını tam olarak sarıyordu ve tüm hatlarını gözler önüne sergiliyordu. Evlendikleri zaman asla giyemezdi öyle şeyler.Kerem bir an düşündü.Nereden geldi bu sahiplenme duygusu? Normal miydi şu an bunları hissetmesi?

Nasıl hemen etkilenebildi bu kızın güzelliğinden, cesurluğundan, ağır başlılığından... Ama onu etkileyen tam olarak bilmiyordu. İlk görüşte etkilenmeye hiç inanan bir erkek olmamıştı. Ama şu anki durum çok farklıydı.

Aşiretin HanımağasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin