-TRAGEDY-

281 29 34
                                    

Bayan Lee yine nöbet saatinin sanki inatla bitmek bilmediğini düşündü. Nöbetçi olduğu koridora çıkmak için asansöre bindi. Asansör gecenin sessizliğini bölercesine gıcırdayarak durdu. Kapıların açılmasıyla beraber Bayan Lee ilerledi. Koridoru saran kasvet teninin üzerinden hafif bir rüzgâr gibi esip geçiyordu.

Yavaş yavaş ilk odaya ilerledi. Kapının önüne geldiğinde yoğun bakım ünitesine ID kartını okuttu. Kapı açılır açılmaz Bayan Lee'yi içerideki sıcak hava selamladı. Maskesini düzelterek hastanın yanına yaklaştı, "Zavallı kız..." diye geçirdi içinden.

Bayan Lee, elindeki ıslak mendil paketini yatağın kenarına koydu. Ardından dikkatlice eldivenlerini taktı, paketten bir mendil çekti. Genç kızın sırasıyla yüzünü, ellerini, kollarını ve bacaklarını güzelce sildi.

Pansumanlarını ve serumunu değiştirdi. Parmağındaki oksimetreyi düzeltti, ardından yoğun bakım ünitesinin sıcaklık derecesini biraz daha yükseltti. Değerlerini defterine not alıp odadan ayrıldı.

102 numaralı odadan ayrılan Bayan Lee, koridorun sonuna doğru adımladı. Etraf sessizdi, hastaların çoğu uyuyordu. 108 numaralı odaya girdi ve içeride yatan geç adamın serumuna baktı, eklenmesi gereken birkaç ilacı serumuna enjekte etti ve değerlerini not aldı. İki saat sonra tekrar uğramak üzere odadan ayrıldı.

***

Bayan Lee, kontrol saatinin gelmesiyle birlikte tekrar görevlendirildiği kata çıktı. 102 numaralı odaya göz ucuyla baktıktan sonra koridorun sonunda kalan 108 numaralı odaya adımladı. Değerlerine bakmak için hastaya yaklaştığı sırada genç adamın kendine geldiğini gördü. "Tahminimizden önce kendine geldi, dayanıklı bi' vücudu olmalı." diye düşünerek doktora iletmek üzere ilaç dozları hakkında kısa bir not aldı.

Bilinci açılan genç, görüşünü netleştirdikten sonra başını ovuşturdu. Bayan Lee, gülümsedi ve elindeki defteri kenara koydu.

"Merhaba Yoongi bey, nasıl hissediyorsunuz?"

ALGOPHOBIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin