-INSIGNIFICANT & SHABBY-

106 26 51
                                    

O gece de -her zaman olduğu gibi- hastane yine çok ıssız görünüyordu. Bayan Lee, elindeki dosyaları sıkıca kavradı ve birkaç gün önce uyanmış olan Yoongi'nin odasına ilerledi. Yoongi'nin olay çıkardığı gün onu sakinleştirmek çok zor olmuştu.

O olaydan sonra doktor, Yoongi'nin Namjoon'la bir süre görüşmemesi gerektiğine kanaat getirmişti. Namjoon, mecburen işleri uzaktan yürütecekti. Başka çaresi kalmamıştı.

Bayan Lee, odaya girdi ve uyuyan Yoongi'nin gereken kontrollerini yaptı. Yoongi'nin fazla alkol tüketimi vücudunu kötü etkilemeye başladığı için detoks yapmasına karar verilmişti. Vücudunun arınmasına ihtiyacı vardı.

Belki de ruhunun da..

Yoongi, asabi olabileceğinden dolayı sakinleştirici de almaya başlamıştı. Aldığı sakinleştiriciler yüzünden günün yarısından çoğunda uyuyor oluyordu. İyi hoş, zaten onun için pek de bir şey fark etmemişti. İçip içip sızardı sürekli.

Bayan Lee, not alması gerekenleri aldıktan sonra dışarı çıktı. Koridorun ilk odasına, 102 numaraya ilerledi. Yoğun bakıma kartını okuttuktan sonra içeri girdi. Oradaki genç kız hala uyanamamıştı. Ziyaretine gelen de yoktu. Kimsesiz gibiydi. "Yazık." diye geçirdi içinden.

Genç kızın önce vücut sıcaklığını ölçtü. Sanki genç kız onu dinliyormuş gibi "Bugün daha iyi gibisin, vücudun biraz daha sıcak." dedi Bayan Lee. Yoğun bakım ünitesindeki termometrenin derecesini biraz daha arttırdı.

Sıra değerlerini kontrol etmeye gelmişti. Bayan Lee, eline dosyasını aldı ve dolduracağı sayfayı buldu. Genç kızı inceleyerek formu doldurmaya koyuldu. Formu doldurma işi de bittiğinde Bayan Lee yatağın yanındaki komodinden ıslak mendil paketini aldı.

Genç kızı incitmemeye çalışarak vücudunu olabildiğince sildi. Dikişli olan kısımların pansumanlarını değiştirdi. Bayan Lee, her şeyi bitirdiğinde derin bir nefesle doğruldu, çöpleri odadaki çöp kovasına attı. Eşyalarını toparlayıp, son bir kez daha genç kıza göz attıktan sonra odadan ayrıldı.

***

Akşam saatleriydi, Daegu'nun ücra köşelerinde yer alan bu hastanenin çok yoğunluğu olmuyordu. Genelde buraya kimsesizler, huzurevinde hastalanan yaşlılar ya da dikkat çekmek istemeyenler gelirdi. Bu yüzden hastanenin yine o kasvetli sessizliği üzerindeydi.

Yoongi, hemşirenin önüne bıraktığı yemekle bakışıyordu. Hiç iştahı yoktu ve sigara içemediğinden başı çatlıyordu. Burada aldığı ilaçlarla duramadığını, onu rahatlatmaya yetmediğini fark etti. Dayanılmaz bi' hal almıştı artık. Yoongi yatağından kalktı ve terliklerini giydi. Sigara bulma umuduyla odasından çıktı.

Yoongi, gizlice aldığı sigaraya bakarak zafer edasıyla histerik bi' gülüş sergiledi. Paketin ambalajını yırttı, kapağını kaldırdı ve içinden bir dal çekti. Kurumuş dudaklarının arasına sıkıştırdı ve sigarayı yaktı.

Günler sonra derin bi' duman çekmiş ve o yoğun dumanı dışarı vermeden içine hapsetmeye çalışmıştı. Gözleri kapalı, o yoğunluğu iliklerine kadar hissetmeye çalışıyordu.

Duman içinde kaybolmaya başlarken Yoongi dolmuş gözlerini araladı. Tadını çıkarmak istercesine yavaşça yutkundu ve dudaklarını ıslattı. Gökyüzünün altında olmayı özlemişti. Birden kıkırdadı, "Hayatım sikilmiş amınakoyayım." dedi sessizce. Sonra sigarasını dudaklarıyla geri kavuşturdu.

Bir dal, iki dal derken, üçüncü sigarasını dudaklarının arasına götürecektiki sağ taraftan gelen sesle kafasını çevirdi.

"Yoongi, hastaneye geri dön artık." dedi bir ses. Yoongi, başını geri eğdi ve sigarasını yaktı. Bir duman aldı ve "Siktir git Namjoon." dedi.

Namjoon, Yoongi'nin yanına oturdu, vücudunu ona çevirdi. "Sigaran bittiğinde hastaneye geri dön lütfen." dedi umutsuzca. Yoongi, Namjoon'a aşırı sinirliydi. İstemsizce nefret ediyordu ondan. Bayık gözlerini Namjoon'un gözlerine sabitledi.

"Kendimi öldürmekte kötü olabilirim ama seni öldürmenin o kadar zor olacağını düşünmüyorum Namjoon." dedi sırıtarak. Namjoon, nefes vererek arkasına yaslandı. "Sen iyi değilsin." dedi. Yoongi sesli bi' kahkaha attı.

"Yeni mi fark ediyorsun amınakoyayım?"

ALGOPHOBIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin