Merhabalar efendim, bu bölüm Minho beyle Hera arasında geçenleri ufaktan anlamaya başlayacağınız bölümdür.
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar.
Minho ellerini cebine sokup banka iyice yerleşti. "Abimin nasıl olduğunu sormayacak mısın?" Hera sinirlenmemeye çalıştı. "Senin Yoongi'nin nasıl olduğunu sormayacağın gibi ben de abini sormayacağım Minho." Genç kızın soğuk havadan dolayı burnunun ucu kızarmıştı. Nefes alışverişleri havaya karışırken buhar oluşturuyordu. Ellerini ovuşturarak Minho'nun konuşmasını bekledi.
Minho söze nasıl başlaması gerektiğini bilmiyordu. Tüm her şey çok taze ve karışıktı. Nasıl toparlayacağını bilmiyordu. Başını öne eğdi. "Biliyorsun Hera, biz seninle beraber büyüdük. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Ben seni hep çok sevdim. Hala da seviyorum. İyiliğinden başka bir şey istemedim." Oğlan, bankta Hera'ya doğru döndü. Hera da artık ona bakıyordu.
"O gün.. yani kendini öldürmeye çalıştığın o gün benim kötü bir niyetim yoktu, Hera." Kafasını iki yana salladı. "Ben sadece barışmanızı istemiştim. Ben bunun senin için iyi olacağını düşünmüştüm. Bilmiyorum!" Ellerini saçlarının arasına daldırdı. "Ben senin iyiliğini isterken sen benden nefret ettin, Hera. Bunu bana nasıl yaparsın?"
Hera burukça gülümsedi. Minho gerçekten iyi değildi. Hatta genç kıza göre, Hera'nın değil Minho'nun tedaviye ihtiyacı vardı. "Minho.. sana bağırmaktan yoruldum. Beni tanıdığını sanıyordum. Ancak yanılmışım. Sen onlarla barışacağımı düşünecek kadar bana uzakmışsın." Hayattaki tek dostunu işte o gün kaybetmişti, Hera.
"Hastanedeyken bile yanımda yoktun, Minho. Oradaki hemşire benim uzun bir süre tek başıma kaldığımı söyledi." Minho, Hera'nın elini tuttu. "Gelmek çok istedim. İnan bana, her şeyden çok istedim. Evdekileri biliyorsun. Engel oldular bana, yanına gitmeyeyim diye her şeyi yaptılar." Hera kafasını iki yana salladı ve elini çekti.
"Hayır, Minho, aynı bahaneleri tekrar dinlemeye gelmedim. Yıllarımızı geçirdik beraber." Beden dilini de konuşmaya katarak elini salladı genç kız. "O beğenmediğin adam bile -beni hiç tanımadığı halde- abin olacak şerefsiz beni öldürmeye çalışırken hiç düşünmeden beni korudu. Üstüne bir de vuruldu!" Minho'ya yaklaştı. "Anlıyor musun Minho?! Hayatında bir hiç olduğum insan benim için vuruldu! Ama en yakın ve tek dostum neredeydi?"
Arkasına geri yaslanıp kollarını bağladı. "Ben sana söyleyeyim; Anne ve babacığının sözünden çıkamıyordu!" Minho eğdiği kafasını kaldırdı. "Anlamıyorsun, Hera.." Hera saçını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Haklısın Minho, ben anlamıyorum!" Minho elini cebine attı ve büyük bir zarf çıkardı. "Seninle konuşmak istememin sebebi buydu." Zarfı Hera'ya uzattı. Genç kız zarfın üzerindeki el yazısına baktı.
'Shin He Ra'
"Bu ne?" diyerek zarfı oğlanın elinden aldı. İsminden başka zarfın etrafında hiçbir şey yoktu. Minho derin bir nefes aldı. "Annenden bir mektup." O an genç kızın kafasında sadece 'anne' kelimesi yankılanmaya başladı. Elleri titremeye başladığında zarfı yumruğunun arasında ezdi. Başı dönmüştü ve midesi bulanıyordu. "Ne?" diyebildi sadece kısık sesle.
"Hastanede Yoongi ile kavga ettiğimiz gün bunu vermek için gelmiştim. Annen uyandığını duyduğunda sana bunu yazmış ve vermem için bana ulaşmıştı." Hera'nın gözlerinden yaşlar süzüldüğünde Minho, genç kızın yanaklarını silmek için elini uzattı. Ancak Hera suratını çevirerek yanaklarını kendi sildi. "Vücudumdaki izleri görüyor musun, Minho?"
Ağlayan kızı onayladı oğlan. "Bunlar sen bizi barıştırmaya çalıştığın için oldu." Dudaklarını ısırdı titreyen çenesini dizginlemek için. Kafasını kaldırdı ve her an taşmaya hazır dolu gözleriyle oğlana baktı. "Ve sen.. utanmadan, sıkılmadan hala o kadından bana bir şey mi getiriyorsun?" Genç kızın gözlerindeki yaşlar artık kendini serbest bırakmıştı.
"Hera sen mantıklı düşünemiyorsun. Senin için en iyis-" Hera bağırdı. "Benim için en iyisi bu değil, Minho!" Zarfı Minho'nun yüzüne salladı. "Anladın mı? Bu değil!" Minho, kızın elini tuttu. "Ben seni korumaya ve mutlu etmeye çalışıyorum. Sen beni yanlış anlayıp kendine zarar veriyorsun." Genç kız sinirle güldü. "Minho, senin tedavi olman gerek." Minho kaşlarını çatarak "Asıl senin yanındaki o piçin tedavi olması lazım!" dedi.
Hera dayanamayıp bağırmaya devam etti. "Abin beni öldürmeye çalıştı diyorum, Minho! Öldürmek diyorum! Sözde beni çok seviyorsun ya! Abinle ilgili neden bir bok yapmıyorsun, söylemiyorsun?!" Minho yüzünü sıvazladı. "Abim sana zarar vermez, Hera." Kız kahkaha atarak elleriyle yüzünü kapadı. "Abin bana o gün defalarca vurdu, elinden zor kaçtım, Minho. Bana etmediği küfür kalmadı."
Minho kaşlarını çattı. "Ben bunu bilmiyordum." Hera kollarını iki yana açtı. "Sen neyi biliyorsun ki?!" Minho sinirle soludu. Hera bıkkın bir tavırla "Senin de abinin de tedaviye ihtiyacı var. Ailecek sorunlusunuz siz! Doğrusu beni bulmaz zaten." Minho sinirle kızı omzundan sarstı.
"Hera bak, seni kırmak istemiyorum ama çok oluyorsun." Hera, oğlanın elini sertçe ittirdi. "Bana söyleyecek başka bir şeyin kalmadıysa, bu beni son görüşündü." Genç kız ayağa kalktı, ancak oğlan onu bileğinden yakaladı. "Hera, gitme." Kız Minho'nun yüzüne baktı. "Ailenin istediğini sonunda veriyorum. Onlar da buna çok sevinecektir." Minho kafasını salladı. "Hayır! Onlar sadece seni yanlış anlıyorlar. Kötü bir niyetleri yok!"
Hera üzüldü. Bileğindeki eli okşayıp indirdi. "Seni bu hale getirdikleri için onlara çok kızgınım. Umarım gereken tedaviyi alıp iyileşmene izin verirler. O zamana kadar benim dostum olamazsın, Minho. Hoşça kal.." Arkasını dönüp giden genç kızın arkasından ağlayan oğlan, bir süre sonra arabasına binip gözden kayboldu.
Hera da eve dönerken yol boyunca ağlamıştı. Hayatındaki hiçbir şey güzel olmuyordu. Güzelse de onun bozulması için her şey oluyordu. Minho tek yoldaşıyken, şimdi ona en çok zarar veren kişi olmuştu. Nasıl bir anda her şey bu hale gelmişti, anlam veremiyordu...
Minho'ya sövdüğü için (hafiften de olsa) üzülen oldu mu?
Bu ikilinin arasında geçen karışık olayları ilerleyen bölümlerde yavaş yavaş anlamaya başlayacaksınız.
Bir dahaki bölüme kadar görüşmek üzere, öpüldünüz :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALGOPHOBIA
Fanfic[ANGST!] "Ben bir kabus gibiydim ve sen de bundan farksız sayılmazdın." Not: Bu kitapta yaşanan şeyler tamamen kurgudur. Psikolojik problemler ciddiye alınmalıdır ve mutlaka bir uzmandan yardım istenmelidir. Sorunlu bir kişiliğe/hayata sahip olmak ö...