Evet, merhabalar efendim. Yazarken felfena olduğum bir bölümle karşınızdayım.
Bir yandan da dünyanın en hızlı bölüm atan yazarı olarak tarihe geçmek üzereyim QĞDKSHRGDLCĞMWŞ
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar <3!!! DİKKAT !!!
Ağlama seansımız başlamak üzere.Oğlan, altındaki bedenin Hera olduğunu anladığında; yakınındaki yüzü inceledi. Genç kızın; siyah saçları gelişigüzel yatağa dökülmüş, kirpiklerinin altındaki koyu gözleri şaşkınlıktan kocaman olmuştu. Soğuktan üşümüş burnu kızarmış, dolgun pembe dudakları ise titriyordu. Yoongi, onu öpmek istedi. Merak ediyordu, onu öpmek nasıl bir histi? Dudakları soğuk muydu, sıcak mı? Daha fazla karşı koyamadı ve genç kızla dudaklarını birleştirdi.
Yoongi, dudaklarına değen pamuksu yumuşaklığı hissetti. Hera'nın gözleri irice açıldı ve vücudu kaskatı kesildi. Tepki veremiyordu. Genç adam bastırdığı dudaklarını çekti ve bu sefer genç kızın alt dudağını dudaklarının arasına aldı. Yoongi'nin sıcak dudaklarının aksine buz gibiydi Hera'nın dudakları. Hera, sonunda kendinde Yoongi'yi itecek gücü buldu ve üzerindeki bedenden kendini kurtarmaya çalıştı.
Dudakları değişik bir ses çıkararak ayrıldıktan sonra; Yoongi'nin kızarmış dudaklarına baktı kız. Küçük koyu gözleri kanlanmış, uzamış siyah saçları aşağı doğru sarkıyordu. Hera, genç adamı incelemeyi bırakıp Yoongi'nin altından kalkmaya çalıştı. "Ne yapıyorsun sen Yoongi?!" Yoongi, -altında debelenen kıza yardımcı olmak için- yatak başlığından destek alarak Hera'nın üstünden kalktı. "Ben özür dilerim, kendimi tutamadım."
Hera, ayağa kalktığında -Yoongi yatağın dibinde durduğu için- bedenleri birbirine çarptı. Genç adam, göğüs hizasında kalan minik bedene baktı. Hera'nın yüzünü kapatan uzun siyah saçlarını parmağıyla yavaşça kenara çekti. Hera, ne yapacağını da ne diyeceğini de bilmiyordu. Bu adamın etrafındayken kendini kontrol edemiyordu. Şu an yanından geçip gitmek istiyordu ama bedeni, ısrarla onun istediği tepkiyi vermiyordu. Birbirlerinin gözlerinin içine bakmaya devam ettiler. Genç adamın parlak ve koyu gözleri; Hera'nın yüzünün her yerini inceliyordu.
Hera, bedenini esir alan tutulmanın arasında oğlanın dudaklarına doğru fısıldadı.
"Yoongi.."
Genç kızın, melodik sesi kulaklarına ulaşan adam, elini Hera'nın yanağına koydu. "Efendim?" Yumuşak ve şefkatli cevabı Hera'da ağlama isteği oluşturmuştu. "Bunu yapmamalıyız." Yoongi, genç kızın yüzünü okşadı. "Neden?" Hera, boğazındaki yoğun acının gitmesi için yutkundu. "Çünkü ben aşık olabileceğin son kişi bile olamam, Yoongi. Beni sevemezsin. Benden uzak durmalısın, anlıyor musun?"
Adam fısıldadı. "Hayır.. anlamıyorum."
Genç kızın, gözlerinden birkaç damla süzüldü.
"Biz aşık olamayız. Olmamalıyız. Ben seni küle çeviririm. Ben seni mahvederim.."
Yoongi, Hera'nın gözünden akan damlaları baş parmağıyla sildi. Alnını, genç kızın alnına yasladı.
"Belki de ben kül olmak istiyorumdur.."
Hera, kafasını olumsuzca salladı. "Hayır, ben sana sadece zarar veririm. Ben sevilecek biri değilim, bunu biliyorsun." Yoongi, beklemeden cevap verdi. "Hayır, bilmiyorum." Genç kız, "Şimdiye kadar, az da olsa, beni tanımış olmalıydın." dedi. Oğlan, kuruyan dudaklarını ıslattı ve genç kızın yanağını okşadı.
"Seni tanımama izin vermedin, Hera."
Genç kız, sessizce ağlamaya devam etti. Bir süre sonra kendini toparlayınca cevap verdi. "Benden uzak durmalısın. Seni tanıdığımdan beri, sana zarar veriyorum. Benim yüzümden zarar görüyorsun, başın belaya giriyor. Ben daha fazla bunların olmasını istemiyorum." Boğazındaki yumru yüzünden yutkundu ve devam etti.
"Kusurlarım seni tüketecek, Yoongi."
"Beni tüketecek olan kusurların ne?" dedi adam.
Duyduğu soru genç kızı kaygılandırmıştı. Yerinde huzursuzca kıpırdadı, -kollarını ve ellerini kapatması için- üzerindeki kazağın kollarını çekti. Kesiklerini kapatmaya çalıştığını anlayan Yoongi, Hera'nın kazağını çekiştiren ellerini tuttu. Genç adam, alınlarını birbirinden ayırdı. Açık renkli, ince ve kemikli parmaklar; Hera'nın kazağının kollarını yukarı sıyırdı, kızın omzuna dökülen saçlarını arkaya doğru attı. Yoongi, açığa çıkan izlerde göz gezdirdi. Hera, dolu gözlerini kırpıştırarak başını eğdi. Evet, bu izler; kimileri için korkunçtu.
Ama Yoongi için, değildi.
Genç adamın parmak uçları; Hera'nın önce avuçlarındaki, sonra kollarındaki kesiklerde gezindi. Ardından, adamın parmakları; genç kızın, köprücük kemiklerine yakın kısımdaki kesiklere ulaştı. Hera, tenindeki sıcak parmakları hissettiğinde; titreyen dudaklarının arasından küçük bir hıçkırık çıkıverdi. Hera'nın gözlerinden yaşlar akmaya devam ederken; Yoongi, genç kızın boyun girintisine yaklaştı. Islak dudakları kesiklerden birini kapattığında; Hera, titredi. Yoongi, minik bir öpücük kondurarak fısıldadı.
"Kanayan yaralarını öperek mühürlemek istiyorum."
Kafasını kaldırarak Hera'nın yüzüne yaklaştı.
"Seni tanımak istiyorum."
Minik çenesini öptü.
"Beni küle çevirmeni istiyorum."
Dudaklarına geldiğinde durdu.
"Beni mahvetmene izin vereceğim."
Hera'nın sıcak dudaklarına, dudaklarını bastırdı. Acele etmeden, yavaş hareketlerle öpmeye başladı. Hera, ağlamaya devam etse de geri çekilmiyordu. Yoongi'den kaçamıyordu. Ona karşı koyamıyordu. Yapamıyordu. Beceremiyordu işte.. Hera, korkarak dudaklarını oynatmayı denedi. Kızın, titreyen dudağından, karşılık verdiğini fark eden Yoongi; ellerini Hera'nın ince beline koydu.
Hera, hala ağlamaya devam ediyordu. Gözünden süzülen damlalar; adamın yüzünü de ıslatıyordu. Yoongi, Hera'yı kavradığı belinden tutarak havaya kaldırdı ve kucağına aldı. Genç kız, çoktan -düşmemek için- refleks olarak bacaklarını Yoongi'nin beline dolamıştı bile. Genç adam, yavaşça yatağa oturdu. Bu süre zarfında hiç ayrılmadığı için yapışan dudakları; Yoongi, geri çekildiğinde küçük bir şapırtıyla ayrıldı.
Hera, adamın yüzüne bakamasa da Yoongi; gözleri, burnu ve dudakları kızarmış kızı inceledi. Geç adam, Hera'nın saçını okşadığında; genç kız, -gördüğü şefkat yüzünden- gözlerini kapatarak ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırdı. Hera, kendini tutamayarak, daha şiddetli ağlamaya başladığında; Yoongi, onu daha fazla yormak istemedi. Kucağındaki kızla beraber, yatak başlığına yaslandı ve Hera'yı yavaşça yanına yatırdı.
"Şşş.. daha fazla ağlama ve biraz dinlen."
Genç kız, o gece, ağlamaktan bitkin düşmüş bir halde; Yoongi'nin göğüsünde uyuyakaldı. Yoongi ise bir süre Hera'yı izledi ve ardından o da uyuyakaldı. Bu sabah, diğer sabahlardan farklı olacaktı. Güneş doğduğunda, artık kimse aynı kişi olamayacaktı.
Çünkü ne sıcak soğuğa, ne de soğuk sıcağa dayanamazdı. Ateş ve su birbirlerini sadece köreltirdi..
Bu bölümü StreetKidZ8 'e ithaf ediyorum.
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALGOPHOBIA
Fanfiction[ANGST!] "Ben bir kabus gibiydim ve sen de bundan farksız sayılmazdın." Not: Bu kitapta yaşanan şeyler tamamen kurgudur. Psikolojik problemler ciddiye alınmalıdır ve mutlaka bir uzmandan yardım istenmelidir. Sorunlu bir kişiliğe/hayata sahip olmak ö...