-THE IMPERATIVES OF THE SOUL-

52 21 24
                                    

"Kafanın içi susmadığında, susturmak için başka yöntemler denemeye başlıyorsun. Sonra da hayatın sikiliyor zaten."

Doktor karşısındaki genç adamı süzdü. Kollarını bağlamış, gergin bir halde ayağını titretiyordu. Neyi önce sorsam diye düşündü. Yoongi, güçlü görünmek zorundaymış gibi hisseden ama içinde büyük yıkımlarla boğuşan bir adamdı.

"Bu hayat için bir hedefin hiç mi olmadı?" Gelen soruyla beraber Yoongi'nin dudakları kıvrıldı ve gülümsedi. "Oldu." Doktor, Yoongi'nin hedefini hevesle dinlemek istediğini belli edercesine gözlüklerini düzeltti. Yoongi, bağladığı kollarını sıkılaştırdı ve "Birine aşık oldum." dedi.

Yine kendi kendine güldü ve devam etti. "Aşık olduğum kız için her türlü fedakarlığı yapmıştım ancak çok geçmeden aldatıldığımı öğrendim. Aslında, aldatılmak; bir insanı bitirecek kadar -diğer şeylerin yanında- büyük bir acı sayılmaz. Bunu biliyorum ama.. sevdiğim birinin bekleyeceğim en son şeyi yapması beni derinden sarsınca; hayata küstüm. Sonra her şey bir anda değişti ve ben alkole başladım. Kabullenemedim. Belki de kabullenmek istemedim."

Doktor kafasını aşağı yukarı salladı, "Anlıyorum." dedi. "Pekala Yoongi, o halde neden kabullenemediğini biraz tartışmak ister misin?" Yoongi, sertçe "İstemem." diyerek, doktoru tersledi. Doktor derin bir iç çekti ve sorabileceği başka bir şey bulmaya çalıştı.

Yoongi ile iletişim kurmak zordu. Az ve öz -biraz da küfürlü- konuşurdu. Kendisini kitlemişti ve başkasına açmayı da düşünmüyordu. Bu yüzden, onun hislerini anlamak ekstra yorucuydu. "Sana, seni dinlemek ve anlamak için burada olduğumu hatırlatmak isterim Yoongi. Bana karşı duvar örmene gerek yok."

Yoongi sinirle nefes verdi. "Beni dinlemeni ve anlamanı isteyen kimdi doktor? Ben öyle bir şey hatırlamıyorum. Bende sana burada mecburiyetten oturduğumu hatırlatmak isterim." İşin iyi yerlere gitmeyeceğini anlayan doktor, tam seansı bitirebileceğini söyleyecekti ki; Yoongi onun konuşmasını beklemeden odadan çıkıp gitmişti.

Doktor önüne döndü, gözlüklerini düzeltti ve önündeki form kağıtlarından birine not aldı.

'Güçlü rolünü bırakmayı göze alamıyor.'

ALGOPHOBIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin