7.BÖLÜM

14.2K 751 304
                                    

Bol bol Yağmur ve Kartalın olduğu bir bölüm oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bol bol Yağmur ve Kartalın olduğu bir bölüm oldu.

🌪

Siyah kabanımı da giydikten sonra çantamı aldım ve odadan çıktım. Koridorlar her zaman ki gibi dolu değildi çünkü şu an saat sabahın beşiydi. Bugün nöbete kaldığım için oldukça geç çıkıyordum hastaneden. Tam yirmidört saatlik bir nöbet.

O kadar  uykusuzdum ki gözlerimi açamayacak dereceye gelmiştim artık. Asansörün önüne geldiğimde düğmeye bastım, omuzumu kreme boyalı duvara yaslayarak bekledim. Asansör, geldiğini belli eden sesi çıkardığında doğruldum ve içeri girdim. İneceğim katın tuşuna basıp tekrar omzumu bir yere yasladım ve gözlerimi kapattım.

Kulaklarıma ulaşan cümle ve o tanıdık ses ile göz kapaklarım birbirinden aniden ayrıldı.

"Bir zombiye benzediğini daha önce duymuş muydun doktor. O güzel yüzüne ne yaptın?"

Güzel yüz?

Ya halisünasyon görüyordum, ya da görüyordum.

Çünkü eğer görmüyorsam Kartal bana iltifat etmiş olacaktı ve ben de kalpten falan gidecektim büyük ihtimal.

"Anlaşılan kulaklar da hasar görmüş."

Yüzüm hâlâ asansörün kapısına dönükken algılarım harbiden kapanmıştı galiba. Çünkü bu duruma alışkın olmayan ben, alık alık önüme bakıyordum.

Ona doğru döndüm ve benim aksime oldukça dinç duran yüzüne baktım. Tam ona cevap verecekken asansörün birbirine yapışık iki kapısı iki yana doğru açıldı.

Daha ne olduğunu anlayamadan, elini belimin çıkık girintisine koydu ve belime baskı uygulayarak beni öne doğru yönlendirdi.

Allahım sana geliyorum.

Beni hastanenin kapısına kadar hiç konuşturmadan, belimdeki eliyle uyguladığı baskı ile çıkardı.

Durur durmaz elini belimden çekti. Kafamı kaldırarak gözlerinin içine baktım. Aramızda ki sessizliği o kadar saçma bir cümle ile bozdum ki daha sonra yalnız kaldığımda bunun için kendime eziyet edebilirdim.

"Acaba kafana sert bir şey yemiş olabilir misin?"

İlk başta yüzüme ciddi olup olmadığımı sorgularcasına baktı, daha sonra biçimli kaşları aşağı doğru yöneldi.

"Hayır?"

"Anlayamıyorum."

Kaşlarını düzelttikten hemen sonra tek kaşını kaldırdı bu sefer. Bu adamın kaşlarıyla derdi neydi tam olarak?

"Neyi anlayamıyorsun ?"

"Boşver ya. Uykusuzluktan saçmalıyorum ben şu an."

"Belli oluyor."

VATAN UĞRUNA [ARA VERİLDİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin