[0.2]

2.4K 91 19
                                    

Cigarettes After Sex, Cry.

🕯

En acısı da bazı şarkıları, anısının ağırlığı omuzlarımızdan hiç inmiyor diye bir daha dinleyememekti.

O kadar ağırlaşıyordu ki zaman kimi zaman benim için ve ben o kadar farketmiyordum ki çevremde neler olup bittiğini, yalnızca bir anlığına yüzümü Dünyaya döndüğümde o korkunç his boğazıma doluyor, sigaranın yapmadığını yapıyordu.

Boğuluyordum.

Her şey beni boğuyordu. Herkes beni boğuyordu. Sanki bana iyi gelen hiçbir şey kalmamıştı. Veya bana ait. Sanki Dünyadan izim çoktan silinmiş de ben ölmeyi unutmuş gibiydim. Kendime yer bulamıyordum Dünyada. Ait hissettiğim hiçbir yer yoktu. Burası benim evim diyemiyordum. Bunlar, arkadaşlarım. Bu, okulum.

Olmasada olurdu sanki her şey. Olması gerekenler o kadar gitmişlerdi ki, olmasada olurdu kalan her şey.

"Şeyda?"

Göz kapaklarım ağır ağır gözlerimin üzerine örtüldü.

Sigaramdan aldığım derin nefesi ağır ağır havaya bırakırken, arkamdan bana seslenen bedenin yaklaşan adımlarını duydum. Dakikalar sonra olacaklar birer birer zihnimde canlandığında, içimden gelişigüzel bir küfür savurdum.

Puşt herif, beni yine bulmuştu.

"Seni yine yakaladım kötü kız. Kaçıncı oldu bu? Beş?"

Gözlerimi açtım. Karşımdaki gecekondu mahallesinde gözlerimi iki saniyeden daha uzun süre gezdirdim. Hava kapalıydı, sokak lambaları hâlâ sönmemişti.

Başımı omzumun üzerinden tam bir adım arkamdaki bedene çevirdim.

"İki," dedim buz gibi bir sesle. Gözlerim gözlerine kilitlendi. "Saklanacak halim olsa, beni bulamazsınız."

Gözlerinin içindeki ifade kırıldı. Dudakları hafifçe kıvrıldı ve kısık sesle güldü.

Bu midemi bulandırmıştı.

Gözlerimi ondan koparıp elimdeki sigaradan son bir yudum aldım ve dirseklerimi yasladığım demir korkuluklarda söndürdüm. Elimde kalan izmariti sağ tarafımdaki artık yerini ezberlediğim çöp kovasına fırlattım.

Ağır hareketlerle bankın üzerindeki siyah kapüşonlu hırkamı aldım ve elimi cebine atıp içinden sakız paketini çıkardım. Naneli sakızın birini ağzıma attığımda ve eş zamanlı olarak okula doğru yürümeye başladığımda o hâlâ orada, ellerini kumaş pantolonunun ceplerine yerleştirmiş beni izliyordu.

Botlarımdan birinin bağcıklarının açıldığını gördüğümde aldırış etmedim. Hava soğuktu. Ve tüm soğuk, eteğimin örtemediği çıplak bacaklarıma çarpıyordu.

"Şeyda," dedi bir kez daha. Ve tekrar adım sesleri. "Konuşalım mı biraz?"

Adımlarım durdu. Arkamı dönmeden başımı omzumun üzerinden ona çevirdim.

"Neyi?"

Gözleri kısıldı. Kısık gözlerinin arasından bana bakarken yaklaştı ve tam karşımda durdu. Yüzümü, bedenimi kısaca inceledi ve tekrar gözlerime baktı.

"Şu halini." Elini kaldırıp gözlerimi işaret etti. "Kandan görünmeyen gözlerini, herkesin deli gibi donduğu şu soğuk havada üzerine sanki yazın ortasındaymışız gibi kalın hiçbir şey giymemeni, girmediğin dersleri, hiçe saydığın kuralları, dün çıkıştan sadece bir ders önce çatı katında içtiğin sigarayı, bileğindeki sargıyı, 11-H sınıfındaki Gaye'nin halini ve en önemlisi alacağın uzaklaştırma cezasını."

Bekler miydin? •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin