[3.1]

335 19 4
                                    

yeni ve depresif olmayan aksine sürekli yükseklerde hissedeceğimiz bir kurgu yayınlayacağım, bölüm biriktiriyorum. şimdiden haber vereyim, arada yoklayın profilimi.

Dedublüman, çözemezsin. Şarkıyı tekrara alalım mı? Lütfen. Keyifli okumalar.

.

dudağında ismimi duydum
ellerinde bir güldüm,
soldum.

.

Geçmişe gidelim. Birkaç yıl öncesine. Her şeyin rayında olduğu o günlere.

Okuldan çıkmıştık. Kalabalık ve gürültülü bir grup şeklinde grup içinde herkes kendi arasında muhabbet çevirirken Esentepeye doğru yürüyorduk. Hazar ve Zeynelin açacağı kafe üzerine düşünecektik. Kimin nerede çalışabileceğini kararlaştıracaktık. İlk aylardan batmamak için ek iş yapmamız gerektiğini söylüyordu Hazar. Alp, ben sokakta çalarım diyordu. Gedizi sokakta resim çizmeye ikna etmeye çalışıyordu Ufuk. Hemen yan tarafımda, elini Gediz'in omzuna atmış ona bir şeyler anlatıyordu. Gediz'in kafasına geçirdiği geniş kapüşonu yüzünden yüzünü göremesem de yer yer başını salladığını görüyordum. Tek fark, aşağı yukarı değil sağa sola sallıyordu.

Sistematik olarak Ufuk'u reddediyordu yani.

Birkaç adım önümde Alp yanında Ekin ve Cihanı dinliyor ve sürekli gülüyordu.

Ben ise, mutluydum sadece. Şuan dönüp baktığımda huzurlu hissettiğimi görüyordum.

"Hey hey," demişti Hazar ellerini birbirine çarparak dikkatimizi üzerine toplamaya çalışarak. "Beni dinleyin bir," gözlerini üzerimizde gezdirdi. "Derya ve Cenk'e mutfağı bırakacağım. Ama içinizden bir kişinin bulaşığı alması gerekiyor. Tercihen başka bir iş yapamayacak birini arıyorum."

Söylediğiyle herkes gülerken gözler bir anda Ceylin'e döndü. O hepimize teker teker bakıp "ne?" diye sorduğunda güldük. "Hadi ama çocuklar. Garsonluk falan deseniz neyse. Ben o kadar bulaşığı nasıl yıkayayım?"

"Erman sana yardım etsin?" diye sordu Cihan. Zeynel başını sağa sola salladı. "Hayır, onu kasaya bırakacağız. Müşteriyi bağlayacak."

Ufuk güldü. "Dili çalışacak desene."

Zeynel ona göz kırptı.

Bu hareketine yapma bir sinirle karşılık vermiştim. "Sulanma sevgilime."

"E benim dilim çalışmıyor mu?" Ceylin konuya takılı kaldığında herkes sence dercesine gülüp bir şeyler söylerken Hazar elini onun omzuna koyup sıvazladı. "İyisin hoşsun da ağzın bozuk be kızım."

"O kadar maç izlerse..." diye bir söylenme doldu kulaklarımıza. Begüm ve Müge buruşturdukları yüzleriyle Ceylin'e bakıyorlardı. Şükür ki Ceylin duymamıştı da bir kavganın daha içine çekilmemiştik.

Bekler miydin? •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin