2.Bölüm: ❛Panik❜

19.1K 943 56
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

İyi okumalar!

Wattpad : veskerazem

Instagram : veskerazem


2.Bölüm: ❝Panik❞

Günün ilk ışıklarıyla beraber uyandığımda mutfaktan gelen harika kokuları alıyor ama uykumu tam alamadığımdan gözlerimi açmak istemiyordum. Gece uzun bir süre zihnimdekilerle uğraşmıştım. Zihnimdekiler ise o askerden ilk gördüğüm anda etkilenmiş olmamdı. Dış görünüşü bir hayli iyiydi ve ilgimi çeken kısım da tam olarak burasıydı. İnsanlara üniforma giymek yasaklanmalıydı çünkü giydiklerinde aşırı derecede çekici görünüyorlardı. Onu düşünmeyi bırakıp yataktan çıkmak için bedenimi doğrulttuğumda kapının arkasındaki annemin sesini duydum. "Hande uyan artık!"

"Uyandım anne!" diye karşılık verip önce banyoya gittim sonra da üzerimdeki pijamalardan kurtulup kıyafetlerimi giyindim. Odamdan çıkmadan önce telefonumu şarja takmayı da unutmadım ve bildirimlerin sesini de açtım. Koridoru geçip mutfağa girdiğimde annemi ve babamı karşılıklı çay içerlerken yakaladım. "Bensiz ha?" deyip çayımı da alarak yerime oturdum.

"Uyanamadığınız için hanımefendi, beklemedik sizi..." Anneme sahte bir kızgınlıkla baktığımda babam, "Uğraşma kızımla hanım," diyerek annemin yanağını okşayıp bana da güldü. Ekmeğimin üzerine bal ve kaymak sürerek ağzıma attım ve onlara gülerek yemeye başladım. Çayımdan da ufak yudumlar alıyordum. Kahvaltımı yavaşça ama doyurucu bir şekilde yapmaya devam ederken gözüm duvarda asılı olan saate takıldı; biraz daha evden çıkmazsam okula geç kalacaktım. "Hazırlanmam lazım!" diyerek hızla sandalyemden kalkıp odama gittim ve eşyalarımı toparlamaya başladım. Acele ettiğim için doğru düzgün yapamasam da biraz hareketsiz durup kendimi sakinleştirdim. Nihayet her şeyimi hazırlayabildiğimde odadan çıkıp koridordayken evdekilere seslendim. "Ben çıkıyorum!"

"Ben bırakacağım seni, bekle!" diyen babamla birlikte elimdekileri yere bırakıp mutfağa tekrar girdim. "Daha önce söyleseydin ya, bu kadar acele etmezdim." Yeniden birkaç şey yemek için masanın üzerindekilere doğru uzandığımda babam çoktan oturduğu yerden kalkmış ve mutfaktan çıkmıştı. Elimin üzerine yediğim darbeyle anneme baktım, "Kız hadi baban geç kalacak!" deyip kızdı.

"Tamam tamam," deyip evden çıkmak için koridora girdim, eşyalarımı aldım ve ayakkabılarımı da giyinerek merdivenlerde beni bekleyen babamın yanına gittim. Merdivenleri inip bahçeye çıktığımızda oyalanmadan arabaya binip okulun yolunu tuttuk. Sessiz geçen yolculuğun sonunda arabadan inmeden önce "Sağ ol babam," diyerek bana bakan babama gülümsedim. "Kolay gelsin kızım," diyerek beni uğurladı, ben okula girene kadar da bekledi. Onun gidişini camdan izledim.

Babam da gittiği için boş kalan yola bakmaya son verip koridorda ilerlemeye başladım. Önce öğretmenler odasına, ardından da sınıfıma doğru ilerledim. Öğrenciler birkaç kişi eksiklerdi ama kalabalıklardı. Önce kısa bir sohbet edip ardından derse başladık. Rakamları öğrenirken çok eğleniyorlardı. Okuma – yazmayı da yavaş yavaş öğreniyorlardı. Öğrencilere dün akşam hazırladığım boyama etkinliklerini vererek onlardan boyamalarını istedim ve onları izlemeye başladım. Büyük bir heyecanla boyamayla uğraşırlarken içlerinden bir tanesinin farklı bir kitapla ilgilendiğini görerek yanına gittim. "O ne Mehmet?" diye sorduğumda bana bakıp masum bir şekilde "Evde buldum öğretmenim," dedi.

"Ver bakalım," dediğimde dergiyi heyecanla bana verdi. "Hadi sen boyamanı yap." Sözümü dinlediğinde elimdeki, daha önce hiç görmemiş olduğum bu dergiyi incelemeye çalıştım. Değişik cümleler ve fotoğraflar vardı. Mehmet'in üzerindeki yazıları anlayamaması normaldi. Farklı bir dergiydi, bazı şahısların aleyhineydi. Derginin fotoğrafını çekip babama atarken Mehmet'e "Bu biraz bende kalsın, Mehmet. İncelemek istiyorum," dedim ve "Tamam öğretmenim," cevabını aldım. Onun eşyasını beğendiğimi düşünerek arkadaşlarına hava atmaya başlamıştı bile.

AhsefHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin