9. Bölüm: ❛Taşikardi❜

11.9K 619 124
                                    

Keyifli okumalar!

Taşikardi : Kalp çarpıntısı, kalbin normalden hızlı atması.

9.Bölüm: ❝Taşikardi❞

Dün gece Gökbaran ile konuşup anlaşmıştık. Onunla yüz yüze konuşmak istiyordum ve bunu dile getirmiştim. Benim için beklenmedik bir durum olsa da ondan olumlu dönüş almak mutlu etmişti.

Çocuklara boyama kâğıtlarını verip masama geçtim. Gökbaran'dan haber gelecek umuduyla sürekli telefonumu kontrol ediyordum. Öğrencilerin sorularına cevap verip Gökbaran'la olan konuşmamızı açtım. Saatlerdir aktif değildi ve bu endişelenmeme neden oluyordu.

Henüz yeni tanıştığın biri için endişelenmek garip bir durumdu.

Cuma günüydü ve çıkış zilinin çalmasına az kalmıştı. Öğrencilere haber verip toparlanmalarını izledim. "İyi tatiller," dediğimde hepsi aynısını tekrarladı. Zil çaldığında öğretmenler odasına gidip dolabımdaki lazım olabilecek eşyalarımı aldım. Çantamı omzuma takıp okuldan çıktım. Asker Gökbaran Benazir arıyor yazısı göründüğünde heyecanla açtım. "Nasılsın Dilhan?"

"İyiyim, sen?"

"Pek iyi sayılmam," dediğinde korkarak sordum. "Bir şey mi oldu?"

"Bana bir şey olmadı da... Ağabeyimin çalıştığı hastaneye saldırı düzenlemişler. Yaralanmış ve durumunun nasıl olduğunu bilmiyoruz."

"Geçmiş olsun," dediğimde "Sağ ol," karşılığını verdi. "Ben başka bir şey söyleyeceğim."

"Dinliyorum."

"Buluşmak için haber beklediğini biliyorum. Çok istiyorum seninle buluşmayı ama gelebileceğimi zannetmiyorum. Feride, annem, babam çok kötü durumdalar. Ne yapacağımı bilmiyorum."

"Buluşmayı sorun etme," deyip rüzgârı hissettiğimde gözlerimi kapadım. "Sonraki izninde buluşuruz? Bende geleyim mi yanına? Yardımcı olurum sana."

"Gelebilir misin?" diye sorduğunda ses tonunun iyileşmesi gülmeme neden oldu. "Neden gelmeyeyim? Hastanenin adını söyle bana." Söylediğinde beni bekleyen babamın yanına gittim ve Gökbaran'la vedalaştım. "Baba?"

"Kızım?"

"Hastaneye bırakabilir misin beni?" dediğimde yaralandığımı sanıp endişelendi. "Gökbaran vardı ya hani, asker olan kardeşinin eşiyle tanışmıştım ya hani.."

"Eee?" deyip devam etmemi bekledi. "Kardeşi yaralanmış ve ailesi kötü durumdaymış bende yanına geleyim dedim."

"Tamam, bırakayım," deyip arabayı sürmeye başladığında hastanenin adını söyledim. Annemi arayıp haber vererek arkama yaslandım. Babam yol boyu konuşmadı, bende konuşmak için çabalamadım. Yaptığımın yanlış olduğunu düşünmüyordum açıkçası. Biraz hızlı oluyor olabilirdi ama umursamadım. Hastanenin önünde durduğumuzda babama teşekkür ettim. "Çıkarken ara beni gelip alayım seni."

"Tamam."

"Kendine dikkat et Hande," diyerek el salladı. "Tamam, baba. Sende öyle," deyip hastanenin içine girdim. Gökbaran mesaj atarak nerede olduklarını bildirmişti. Asansöre binip üçüncü kata ulaştım ve koridordan sağa döndüğümde onu gördüm, Gökbaran'ı gördüm. Kucağında Ada'yla birlikte sandalyeye oturmuş, yere bakıyordu. Küçük adımlarla yanına gidip omzuna dokundum. Kafasını hızla çevirdi, gözleri gözlerimle buluştuğunda gülümsedim. "Merhaba."

"Merhaba." Ada kucağında kıpırdandığında aynı anda ona baktık. "Annemin arkadaşı gelmiş amca!"

"Merhaba Adacığım." Çantamı Gökbaran'ın yanına bırakıp kollarını açarak beni bekleyen Ada'yı kucağıma aldım. "Nasılsın?" diye sorduğumda "İyiyim," dedi. "Annemi merak ediyorum ama."

AhsefHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin