april, 28
"günaydın"
"can sıkıcısın, biliyor muydun?"
"ya evet. diğer okuldan bu yüzden kovuldum da diyebiliriz."
"hm,ilginçmiş." umurumda değildi.
"ismin ne?"
"lanet olası, benim ismimden sana ne?"
güldü. "başka kelime bilmez misin sen, aşırı komik."
"evet çünkü ben lanet olası demekten başka kelime bilmeyen lanet olası bir çocuğum."
"peki lanet olası çocuk. bilmek istersin diye söylüyorum; adını sordum çünkü bu lanet olası sınıfta ilgimi çeken bir tek sen varsın."
"aman ne güzel."
eve geldim. gözlerim kıpkırmızıydı. nedenini bilmediğim bir şekilde evdeki bu kadın (annem) beni merak ediyor. ona göre diğer insanlardan farklıymışım, bu onu endişelendiriyormuş. kim bilir, belki de insan değilimdir?
bu kadın, evde ne bulsa yıkıyor, yemek yapıyor ve en sonunda gelip bana saatlerce ağladıktan sonra, "seni de kötü etkiliyorum, değil mi?" diyor. sonra bir o kadar daha ağlıyor.
sanıyorum ki, tüm hayatı bundan ibaret.bayan minji (çok sevgili öğretmenimiz) bugün okulda yoktu. cennet (?) gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mr. fish (fuck it shit happens)
Mystery / Thrilleri can pretend i never wondered if you'll need me like i've needed you yeah, i know i'm so selfish.