#44

35 12 11
                                    

jun, 2   monday

"lütfen bana bunun kocaman bir şakadan ibaret olduğunu söyle!"

"ben..." böyle bir şeyin nasıl olduğunu hâlâ aklım almıyordu. sadece birkaç tane vermiştim ona. nasıl ölüm tehlikesi olabilirdi?

"konuşsana aptal! yaptın mı bunu, zehirledin mi hei'yi?!" gözlerindeki yaşlar açık unutulmuş bir musluktan akan sular gibiydi. kontrolünde değildi.
yakalarımdan tutup duvara yapıştırdı beni. "bana bak chim, eğer ona bir şey olursa seni..." ele veririm diyecekti. "asla affetmem anladın mı?"

yakamı bıraktı ve duvara tekmeler atmaya başladı. "lanet olsun!"

"aşık mısın ona?" ağzımdan kaçırmıştım.

"hayır seni aptal. aşık falan değildim! o benim arkadaşımdı, arkadaşım. anlıyor musun!"

"onu tanımıyordun bile." uzatmam yanlıştı. en azından şu an için.
"sen- sen ne anlarsın ki? sen nereden bileceksin arkadaşlığı, aşkı?" boyumun ölçüsünü almıştım, sustum.
bir süre sonra dayanamadım. "jae bildiğim tek bir şey var şu an, dinle beni lütfen." gözlerine baktım. "eğer isteseydim onu gerçekten öldürecek kadar verebilirdim ama çok basit bir miktar verdim, sussun diye-"

"yalan! yalancı! sen bir yalancısın! iğrenç-bir de övünüyor musun? sen, sen... aklım almıyor chim! iğrençsin. ben gidiyorum!"

lanet olası! ben yapmadım ki.

mr. fish (fuck it shit happens) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin