may, 30 saturday
"bana diğerleri gibi geri zekâlı muamelesi yapma boşuna chimmine. gömdüğün yeri dahi biliyorum."
bu işe bir son vermek istiyordum artık, yetmişti. jae bile bunu yaptıysa artık kimseye güvenme olasılığım yok gibiydi. gibi değil, yoktu. hei'nin sarı ve uzun saçlarını elime dolayıp arkaya doğru hızla çektim. çoğu kızın zaafı.
"bana bak hei, hafızanı mı sildirirsin kendini 54.kattan aşağı mı atarsın bilmem ama tüm her şeyi unutacaksın. yoksa seni yaşatmam.""ahah şaka yapıyor olmalısın. beni öldürmekle mi tehdit ediyorsun?"
"tam olarak öyle yapıyorum." dedim saçlarını iyice çekerek.
"ah, bırak artık!" bıraktım. "biliyorsun sevgili chimmine, seni şikayet etmek benim için zor değil ama böyle bir şeyi yapma isteğim yok pek. minji'nin gitmiş olması işime yarar hatta. ama eğer bana yardım edersen. yoksa bilmiyorum artık-"
"ne yardımı bu?" işin içinde menfaat varsa, belki daha kısa yollardan çözülebilirdi.
"daha önce çokça yaptığın bir şey canım. uyuşturucu. bana uyuşturucu bulacaksın."
güldüm hafifçe. "yoksa sen de mi bağımlısın?"
"seni ilgilendirmiyor."
"kötüymüş doğrusu. hâline üzüldüm. ben de sana muhtaç olduğumu falan sanacaktım az kalsın."
"hâlime üzülecek ne varmış anlamadım?"
"muhtaç olan sensin hei. beni tehdit edebilecek yetkiye sahip değilsin. beni ispiyonlayabilirsin, içeri atılmamı sağlayabilirsin ama yapmazsın. çünkü bu lanet olası yerde sana ihtiyacın olan şeyi bulabilecek tek kişi benim." durumu yavaş yavaş kavrıyordum.
"chimmine. onunla alakası yok."
"yalanı kes. dinlemek istemiyorum." birinin acilen jae'ye bu okulda kimsenin onunla dostluk niyetiyle dost olmaya çalışmayacağını anlatması lazımdı. korkarım bana kalıyordu.. birini korumaya çalışmak ne zormuş meğer.
"onu seviyorsun chim."
"ne? ne zırvalıyorsun sen?"
"jae'yi diyorum. seviyorsun. farklı bakıyorsun." güldü. "benim bir zaafım varsa senin de var. aşık mısın?"
"bırak saçmalığı da dinle." aşık mıyım? aşk ne? "jae'ye yaptığın iğrençlikten bahsetmeyeceğim. karşılığında bu olayların hepsini unutacaksın. yeniden sadece okul arkadaşı mı ne onu olacağız. alakamız olmayacak. şu lanet olası zehiri de bulacağım sana. hangisinden istiyorsun?"
salyaları akan aç bir kurta dönüşmüştü sanki iki saniye içinde. "meth. meth istiyorum."
arkamı dönüp giderken beni durdurdu. "chim, teşekkür ederim."
yüzümü buruşturup yürümeye devam ettim. birinin onu zehirlediğim için bana teşekkür etmesi mi? iğrençti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mr. fish (fuck it shit happens)
Mystery / Thrilleri can pretend i never wondered if you'll need me like i've needed you yeah, i know i'm so selfish.