#15

50 10 22
                                    

may, 5    tuesday

bugün lanet kore dili dersinde öğretmen jaemin'in yaklaşık 20 dakikadır derste olmadığını ve onun için meraklandığını söyleyip beni onu aramaya gönderdi. fazla oluyordu bu çocuk. neymiş benim yanımda oturuyormuş. ee, yanımda oturuyor diye nüfusuma mı geçmiş oluyor?
tek tek katları dolaştıktan sonra çatıya çıktım, terasa. oradaydı.
"lanet olası, ne halt yiyorsun burada?"

"chim, şunlara bir bak."

uyuşturucu zulaları. s.ktir.
"sen delirdin mi!? nasıl böyle bir şey yaparsın?"

"üzgünüm, delirdiysem de bir işe yarıyorum en azından. ayrıca sen niye hep terssin?"

"onların başında milyon tane kamera vardı. nasıl-nasıl cüret edebildin?!"

"sen chim'sen, ben de jae'yim."

"laflara bak. görmediğin bir kameraya mutlaka yakalanmışsındır. salaksın."

"merak etme, öyle olsa bile en fazla okuldan giderim."

"gerçek anlamda salaksın. bu kadar basit sanıyorsun yani. eğer öyle olsaydı, bunu iki yıl önce kendim yapardım. hem de seve seve."

"yani, chim? ne demek istiyorsun? bu uyuşturucuları, öğrencilere zarar vereceğini bile bile gidip yerine mi koyayım?"

"hayır. hayır lanet olası.. en iyisi sana yardım edeyim de ortadan kaldıralım. bir b.k yemişsin artık."

"sevindim buna."

çatıdaki parkelere bakmaya başladım, biri işimize yaramalıydı.
"nasıl böyle bir okula düştüm anlayamıyorum hâlâ."

"alışsan iyi edersin." o sırada parkelerden birinin oynadığını fark ettim. biraz oynatınca tamamen kaldırıp kenara koydum. içinde kare boyutlarında bir boşluk vardı.
"galiba buldum."

jae yanıma geldi. "oha. dedektif falan olmalıymışsın."

"abartma." dedim gülümseyerek. paketleri tek tek yırtarak içindekileri boşluğa doldurduk. "hepsi sığmayacak galiba."

"onlara da farklı bir yer buluruz."

"belki de, onlara değil. kendinize farklı bir yer bulmanız gerekiyordur."

kafamı sağa sola çevirdiğimde çatının girişinde gördüm onu. minji. bir çeşit kâbus falan olmalıydı.

"chim'in suçu yok tamam mı? hepsini ben yaptım, yalnız başıma. yardım etmeye de ben zorladım."

"ah, ne kadar dokunaklı. sanıyorum, bunun hiçbir önemi yok."
yanımıza gelip dudaklarını büzdü. "chim, saygıdeğer öğrencim. birkaç işimi halletmekte zorlanıyorum, bana da yardım eder misin acaba?"

"pislik."

"lütfen bayan minji. lütfen. chim bir şey yapmadı. lütfen onu ele vermeyin, yalvarıyorum."

"o lanet olası kadına yalvarma!" beklediğimden daha çok sinirlenmiştim.

"uh, hâlinize üzüldüm. jae ve chim, 10 dakikaya aşağıdaki odamda olun. tabi önce tüm bu dağınıklığı temizleyerek."





mr. fish (fuck it shit happens) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin